Kitaplar

Transhümanizm ve İnancın Geleceği -Transhümanizm Üzerine Kelam Polemikleri-

İnsanlık geçmişten günümüze değin tarihsel süreç içerisinde büyük değişim ve dönüşümler geçirmiştir. Meydana gelen bu değişim ve dönüşümler insanın kendine, doğaya, evrene ve inanca olan yaklaşımında da dinamik anlamda yeni paradigmaların ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. İnsan, Batı dünyasında tezahür eden aydınlanma hareketiyle beraber kendini evrenin merkezine konumlandırmış ve doğaya hakim olmaya başlamıştır. İnsanın kendini eksene…

XX. Yüzyılda Amerika Birleşik Devletleri’nde Selefîlik

Hakim Cemal’in şu ifadelerine daha önce rastlamış mıydınız: “Sonra Malcolm kardeşim evrak çantasına gitti, onu açtı ve bir avuç kâğıt çıkarıp bana salladı. ‘Bunlar ne biliyor musun? Bunları bana kimin verdiğini biliyor musun?’ Malcolm, bu soruları cevaplayamayacağımı biliyordu ama bu kâğıtların önemli olduğunu biliyordum. ‘Ben Arabistan’dayken’ devam etti, ‘Prens Faysal ile tanıştım. Bu adam bana…

Yeni Ateizm -Christopher Hitchens Bağlamında Bir İnceleme-

Christopher Eric Hitchens, 13 Nisan 1949 – 15 Aralık 2011 tarihleri arasında yaşamış, gazeteci kimliğinin yanı sıra ateizm savunuculuğuyla da ön plana çıkan bir düşünürdür. Hitchens’ın ateizm anlayışı, İlk Çağlardan bu yana devam eden Tanrı inancının eleştirisi ve reddi olarak tanımlayabileceğimiz klasik ateizmle aynı özellikleri taşısa da bunu ele alış biçimi bakımından farklı bir veçheye…

Büyük Sorular Metâlib-i Âliye -Tanrı’nın Varlığını İspatlayan Dört Delil-

“Bereketzâde Kitaplığı”nın ikinci eseri olarak Metâlib-i Âliye’yi neşrediyoruz: Bu kitap düşünce tarihinin “en büyük sorusu” olan ‘Tanrı var mı?’ sorusunu, Türkçede doğrudan kendisine konu edinen en erken tarihli metinlerden. Eser, tek taraflı bir savunu olmanın ötesinde, karşı argümanları da dikkate alan sağlam bir mantık örgüsüne sahiptir. Metâlib-i Âliye, Tanrı’nın varlığını ispatlayan dört delil ve tamamlayıcı üç başlıktan…

Kelamın Temel Problemleri

Kelâmî-felsefî dönemin otorite ismi olan Fahreddin er-Râzî, (606/1210) başta kelam, felsefe ve mantık olmak üzere birçok aklî ve naklî ilimde eser kaleme alan en etkili şahsiyettir. Râzî’nin 599-602/1202-1205 tarihleri arasında “es-Sultânu’l-mu‘azzam” olarak nitelediği Muizzüddîn (Şehâbeddîn) Muhammed’e ithafen Farsça kaleme aldığı elinizdeki bu eser, Râzî’ye “efendim” ve “şeyhim” diyen bir öğrencisi veya en azından onun bir…

Eşarî Pratiğinde Din-Siyaset İlişkisi

Din-siyaset ilişkisinde olduğu gibi mezhep-siyaset ilişkisi de çeşitli düzey ve şekillerde meydana gelmiştir. Dolayısıyla, her bir mezhebin siyasete dair anlayışı ve siyasetle ilişkisi o mezhebin farklı temsilcileri tarafından kendi görüşlerine uygun olarak ortaya konmuştur. Bir itikat ve siyasî mezhep olan Eş’arîlik’in de siyasete dair bakışı ve onunla ilişkisi farklı olmuştur. Dolayısıyla bu mezhebin siyasete dair…

Tekvîn Ve Kulların Fiillerinin Yaratılışı

Yazar:  Abdullah NAMLI Yayın Yeri:  Ankara Yayıncı:  İlahiyat Yayınları Tarih:  2021 Sayfa Sayısı:  110 ISBN:  978-625-7738-78-1 URL:  https://www.ilahiyatyayin.com/tekvin-ve-kullarin-fiillerinin-yaratilisi

Erken Dönem Mucize Anlayışları

Hz. Muhammed kendilerine peygamber olarak gönderildiğinde inkarcılar ondan kendilerine önceki peygamberlerin gösterdiği hissi mucizelere benzer mucizeler göstermesini istemişlerdir. Ancak Allah onların hissi mucize isteklerini geri çevirerek akıllarına hitap eden Kur’an’ın onlar için Hz. Muhammed’in nübüvvetini ispat eden yeterli bir mucize olduğunu vurgulamıştır. Ayrıca Hz. Muhammed’in insani yönü anlatılarak onun da kendileri gibi bir beşer olduğunu,…

Mezheplerin Tanrısı

“Tanrı” kavramı bütün dinlerin en merkezi kavramını teşkil etmektedir. Birkaç istisnası dışında genel olarak bütün dinlerde bir Tanrı anlayışı vardır. Bu Tanrı anlayışları dinin metinleri, kutsal kitapları tarafından tanımlanan ve içeriklendirilen teolojiler çerçevesinde ortaya konulur ve hatta formüle edilir. Fakat bir din toplumla buluştuğu andan itibaren din ve dini unsurların toplumda anlaşılma biçimleri farklılaşır ve…

Moğol İstilası Sürecinde Eşarilik

İslam düşüncesi ve kültürü ekonomik refahı yüksek, sosyal yapısı çeşitlilikleri içeren, farklı düşüncelere alan açan, ilmi hareketliliği barındıran ve kültürel düzeyi gelişmiş ilim havzalarında şekillenmektedir. Bu mümbit havzalarda ortaya çıkan mezhepler, bir yönüyle dini düşüncenin sistematik boyuta dönüşen ve okul haline gelen yapılarıdır. Aynı zamanda diğer yönüyle statik kalmayan ve düşünceye akacağı yeni mecralar açan…