Kitaplar

Ateizme Reddiye -Gerekli İnsan Tasarrufunu Devre Dışı Bırakan Kabul-

Ateizmin besin kaynağı durumunda olan şeylerin, din ve dindarlık bazında insana sunulanlara karşı kabul, anlama, sorgulama, eleştiri ve öneri yerine, kökten reddiyeyi merkeze alan karşı koyma seçeneği olduğu unutulmamalıdır. Onun bu kabulü, haklı bir tarzda yanlış ve eksik hatta imkânsız olanı reddetme üzerinden giderek, büsbütün haksız bir şekilde olması gerekenin sistem dışına alınmasına da kapı…

Sistematik Kelam

Elinizdeki eser, on üç asrı aşan bir tarihsel derinliğe sahip olan Kelam düşüncesini, klasik yapısı ve sistematik dokusu (usûli selâse) içerisinde ortaya koymaya çalışmaktadır. Ana kurgusu, büyük ölçüde klasik literatüre ve bu disiplinin tematik yelpazesine (ulûhiyet, nübüvvet ve meâd) dayansa da, muhtevasında, modern dönemin ilgi alanı içerisinde önem kazanan, insan ve Kur’an gibi yeni bölümler…

Mâtürîdî’nin İnanç Temalı Kıssalara Yaklaşımı

Bu çalışmada, Mâtürîdî’nin kıssa yorumu ile ‘Hz. Mûsâ ile Salih Kul’, ‘Hârût ile Mârût’ ve ‘Hz. Meryem’ kıssaları özelinde inanç temalı kıssalara yaklaşımı incelenmiştir. Çalışmada, Mâtürîdî’nin inanç temalı kıssaları nasıl analiz ettiğinin tespiti amaçlanmıştır. Giriş ve iki ana bölümden oluşan çalışmanın giriş kısmında araştırmanın konusu, önemi, amacı, yöntemi ve kaynakları hakkında bilgi verilmiştir. Birinci bölümde…

Siyasi-İtikadi İslam Mezheplerinde Tekfir Hicri İlk Üç Asır

Müslümanların birbirlerini tekfir etmelerinin birçok sebebi bulunmaktadır. Dinî kaynakların farklı zihniyet ve bakış açılarıyla yorumlanması, hakikatin yegâne temsilcisi olma inancıyla hareket edilmesi, farklı görüşlere tahammülsüzlük ve taassup gibi sebepler, karşıt fırka ve görüş sahiplerinin dalâlet, sapkınlık ve/veya dinden çıkmakla suçlanması sonucunu doğurmaktadır. Karşılıklı bir etkileşimin tezahürü olarak görebileceğimiz tekfir olgusunun somut hâle gelmesinde, kelâmi-itikadi nitelikli…

Bilinmeyen Kelâm: Erken Dönem Mâtüridîliğinde Kelâmî Yaklaşımlar

Angelika Brodersen, Bilinmeyen Kelam’da İslami gelenek perspektifinden Mâturîdî anlayışının önde gelen kelamcılarını ve onların eserlerini incelemektedir. Brodersen, kapsamlı bu çalışmasıyla, “bilinmeyen” olarak nitelendirdiği Mâturîdîliğin daha yakından tanınmasını ve bilinmesini amaçlamaktadır. Öncelikle Mâturîdî yazarların biyografileri ve metinleri hakkında tafsilatlı bilgiler veren Brodersen, ardından bu bilgilerden çeşitli çıkarımlar yaparak Mâturîdî inanç ilkelerinin dayandığı esasları ortaya koymaktadır.  Bilinmeyen…

Hilâfet

Halife’nin keyfî ve otokratik gücü sadece bir açıdan kısıtlanmıştı. O da her Müslüman gibi, şeriat yani İslam hukukunun hükümlerine tabiydi. Bu sınırlandırma, İslam hukukunun temel olarak (en azından teoride) vahyedilen İlahi Kelâm’dan türemiş olmasından ve insan hayatının her alanıyla ilgili düzenlemeler koyarak Hristiyanlıkta doğan kilise kanunu ile devlet hukuku arasındaki ayırıma izin vermemesinden kaynaklanıyordu. Yazar:…

Şirk ve Beşerî Çerçeve -Kontrolsüz Dindarlığın Bilindik İstikameti-

Tanrı ve insan ilişkisinin en sorunlu tarafı herhâlde beşer dindarlığının korunmasız hâli olan şirk olgusudur diyebiliriz. Vahye ilgisiz hatta gönülsüz duran bu olgunun insanlık tarihi boyunca hemen her dindarlığın merkezinde yer almış olması, verilen hükmü açıklıkla desteklemektedir. Aynı şekilde, şirk olgusunun farklı ancak tanıdık bir dindarlık süreci olduğunu asla ve kata unutmamak lazımdır. Buna göre…

Hakikat Arayışı / el-Munkız Mine’d-Dalâl

“Zayıf akıllı ve yetersiz fikir sahibi kimselerin adetidir ki onlar hakkı insanla bilirler, insanı hak ile değil. Akıllıların efendisi olan Hz. Ali “Hakkı adamlara göre tanıma, bilakis hakkı bil, ehlini tanırsın.” buyurmuşlardır. Yani hakkı adamlar ile bilemezsin. Hakkı bil ki, ehlini bilesin. Bundan dolayı akıllı kimse bir sözü hakikat terazisinde tartar, eğer söylenen söz hak…

Kelâmî Açıdan İmâmiyye’nin Gaybet ve Rec’at İnancı

Yazar:  Ekrem UYSAL Yayın Yeri:  Ankara Yayıncı:  Sonçağ Yayınları Tarih:  2021 Sayfa Sayısı:  194 ISBN:  978-625-7604-58-1 URL:  https://www.soncagyayincilik.com.tr/urun/kelami-acidan-imamiyyenin-gaybet-ve-recat-inanci

Ravzatü’s- Safa’da Fatımîler ve İran İsmailîleri

Hasan Sabbah, sultanın sarayının mülazımlarından birini aldatarak ona bir hançer verdi ve bu mülazım, hançerini uyuduğu esnada sultanın başucuna sapladı. Sultan uyandığında endişeye kapıldı ve gizlice yapılan bu hareketi kimin yaptığını anlamadı. Aradan birkaç gün geçtikten sonra Hasan Sabbah sultana bir mesaj gönderdi: “Eğer sultanın canına kastetmek isteseydim, o gece oraya saplanan hançer sultanın yumuşak…