Kulların fiillerinin ancak Allah’ın yaratmasıyla mümkün olduğunu savunan Ebû’l-Mu’în en-Nesefî bu yaratma söz konusu olduğunda ise insanın fiillerinin sorumluluğunu da tekrar insana ait olduğunu açık bir şekilde ifade etmiştir. Ebû’l-Mu’în en-Nesefî’ye göre kaderin başlıca iki anlamı vardır. Bunlardan birincisi, nesnelerin kendilerine uygun olarak ortaya çıktıkları ölçüdür. Buradan asıl kasıt her şeyin olması gerektiği şekilde meydana gelmesiyle ilişkilidir. Söz konusu olan bu durum tabii ki belli bir ölçü, nizam ve düzen içerisinde gerçekleşmektedir. İkincisi ise, her şeyi zaman veya mekân açısından, sevap ve günah noktasında, olacakları durum üzere beyan etmektir. Bu durumda ise insanın bu işleyişler üzerindeki fiillerden kendi seçim imkânı bulunmaktadır. Özellikle de ikinci anlam üzerinde yoğunlaşan Ebû’l-Mu’în en-Nesefî’nin bu görüşü daha çok benimsenmiştir. Ebû’l-Mu’în en-Nesefî Cebriyye ve Mu’tezîle gibi birden çok grupların kader, âhiret ile ilgili düşüncelerine katılmadığı gibi onları sert bir dille eleştirmiştir. Ne tamamen aklı ne de tamamen kaderi sorumlu tutmuştur. Âhiret görüşü de aynı bu perspektif doğrultusunda zuhur etmiştir. Ona göre Kader noktasında insanların fiillerini yaratan Allah’tır. Fakat kaza ve kader meydana geldiğinde veya ortaya çıkmadan önce kul fiilinde herhangi bir mecburiyeti yoktur. Ona göre kul fiillerini seçmekte özgürdür hiçbir zorlama söz konusu değildir. Yalnızca kulun taat ve masiyet potansiyeli bulunmaktadır. Dolayısıyla âhirete bakışı da muhtemeldir ki tercihini Allah’ın emirlerine uygun olarak fiile döken kimse âhirette ödüllendirilecekken, tam aksine seçim hakkını kötülükten yana şeytanı dost edinerek onun yolundan gitmeyi tercih edenler ise âhirette elim bir şekilde cezalandırılacaklardır.
Yazar: | MUHARREM ZENGİN |
Tür: | Yüksek Lisans |
Üniversite: | Kafkas Üniversitesi |
Danışman: | DOÇ. DR. HÜSEYİN DOĞAN |
Yayın Yeri: | Kars |
Tarih: | 2021 |
Sayfa: | 138 |
URL: | https://tez.yok.gov.tr |