İktidar olmanın ve muhalefette bulunmanın farklı ahlâkî söylemler doğurduğu tarihsel olarak sabittir. Siyasal aktörlerin ve düşünürlerin siyasal pozisyonları, onların ahlâkî söylemlerinin içeriğini belirlemiştir. Bu makale siyasal duruşun, siyasî aktörler ve kelâmî fırkaların ahlâkî söylemleri üzerinde belirlenimini erken dönem İslam düşüncesi bağlamında konu edinmektedir. İktidarı elinde bulunduran Emevîler’in ve sonrasında Abbâsîler’in söyleminde yöneticiye itaat, asayiş ve toplumsal düzen söylemleri daha baskınken siyasal muhalefetteki Hâricîler’de ve Şîa’da ise adalet, özgürlük, ehliyet söylemleri daha fazla yer bulmuştur. Aynı durumun siyasal pozisyonlarına bağlı olarak itikadî mezheplerin söylemlerine de yansıdığı söylenebilir. Ekollerin siyasal otorite ile kurdukları ilişkinin keyfiyeti, iktidarla kurdukları olumlu/olumsuz tutuma bağlı olarak onların teolojik ve ahlâkî söylemlerinin içeriklerini kısmen şekillendirdiğini söylemek mümkündür. Diğer ekollerle kıyaslandığında Emevî ve Abbâsîler’le nispeten kayıtsız bir ilişki içerisinde olan Mürcie, Ehl-i hadis ve daha sonraki süreçte Ehl-i sünnet’in söylemlerinde siyasal ve toplumsal fesada, anarşiye ve kargaşaya sebebiyet vermemek için yöneticiye itaat etmenin gereği vurgulanmıştır. Buna mukabil iktidara muhalif ya da iktidarla sorunlu bir ilişki içerisinde olan ve iktidara karşı dinî referanslarla mücadele eden Hâriciye, Şîa, Kaderiyye, Mu‘tezile gibi ekollerin söylemlerinde ise adalet, liyakat ve sorumluluk vurgusu daha belirgin olmuştur.
Yazar: | Abdulnasır SÜT |
Yayın: | Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi |
Cilt: | |
Sayı: | 18 |
Sayfa: | 6 – 18 |
Tarih: | 2021 |
DOI: | 10.34085/buifd.989009 |
ISSN: | 2687-5128 |
URL: | https://dergipark.org.tr/tr/pub/buifd/issue/66387/989009 |