Bu çalışma, dinin esas kaynaklarından olan sünnetin, kelam ilminin bilgi nazariyesindeki yerini, itikadi konularda sünnet referans alınırken nasıl bir yöntem izlendiğini ve kelam ilminde yenilenme fikrinin hâkim olduğu modern dönemde sünnetin bilgi değeriyle ilgili farklı yaklaşımları konu edinmiştir. Giriş ve üç bölümden oluşan bu araştırmanın giriş bölümünde konusu, önemi, amacı, kapsamı, sınırları ve kaynakları hakkında bilgi verilmiştir. Birinci bölümde, kelam ilminin bilgi teorisi ele alınmış, birbirinin tamamlayıcısı olarak görülen bilgi kaynakları arasında, dinin aslî dayanaklarından biri olan sünnetin, bilgi değeri açısından nasıl konumlandırıldığı üzerinde durulmuştur. Kelamdaki epistemolojik unsurlar, Mu’tezile, Eş’ariyye ve Mâtürîdîyye kelam ekollerinin temel kaynaklarında belirlenen sınırlar çerçevesinde izah edilmiştir. İslam düşüncesi içerisinde sünnet kavramının tanımı hakkında genel bir çerçeve çizilmiş, kelamdaki sünnet telakkisi tespit edilmeye çalışılmıştır. Buna göre, kelam kaynakları ve mütekellimlere ait olan usul eserleri başta olmak üzere genel itibariyle sünnetin, çeşitli kriterler üzerinden epistemik bir form olarak haber kapsamında değerlendirildiği belirlenmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde, sünnetin itikadi meselelerde referans alınmasındaki metodolojik temeller incelenmiştir. Kelam ilminin ilahiyât, nübüvvet ve ahiret olarak belirlenen üç ana bölümüne dahil olan belli başlı itikadî konular, kelam literatüründe sünnetin kaynaklığına başvurulma durumu açısından ele alınmıştır. Bu çerçevede Mu’tezile, Eş’ariyye ve Mâtürîdiyye kelam ekollerinin önemli temsilcilerinin itikadî konuları temellendirirken kullandıkları argümanlarda, sünneti hangi ölçülerde referans aldıkları tespit edilmeye çalışılmıştır. Üçüncü bölümde ise, modern dönemde yaşanan gelişmeler karşısında yenilenme fikrini gündeme getiren İslam düşünürlerinden Seyyid Ahmed Han, Muhammed Abduh Abdullatif Harpûtî, İzmirli İsmail Hakkı, Mûsâ Cârullah Bigiyef, Mustafa Sabri Efendi ve Fazlurrahman gibi isimlere yer verilmiştir. Bu düşünürlerin, yenilik anlayışları açısından sünnete ilişkin temel tutumları ve varsa geleneksel yaklaşımlardan ayrılan yönleri incelenmiştir.