Hadis alanı hiç şüphesiz Müslüman ulemânın en çok üzerinde durduğu ilim dallarından birisi olup, Kur’ân tarihi rivayetleri de bu sahanın bir parçasıdır. Bir rivayetin senet ve metin yönünden tenkide tabi tutulması hadis ilminin güvenilirliğini ortaya koymaktadır. Ancak hem Ehli Sünnet hem de Şiî kaynaklarda hem senet hem de muhteva yönünden problemli kabul edilen rivayetler bir şekilde muteber kabul edilen eserlere girmiştir. Şia’da isnad tenkinin geç bir dönemde başlaması bu sorunu daha belirgin hale getirmiştir. Bu çalışmada Kur’ân tarihiyle ilgili hadis ve tefsir kaynaklarında yer alan rivayetler üzerinde durulmuş; tahrif, tağyir ve tebdil manasına gelen rivayetler manevi ve lâfzî tahrif olarak iki açıdan incelenmiştir. Bununla birlikte Şia’nın Kur’ân tarihine bakışına, rivayetlerin tarihsel süreçte Ahbarî ve Usûlî ulemâ tarafından nasıl değerlendirildiğine de dikkat edilmiştir. Kur’ân tarihiyle ilgili rivayetlerin tarihsel yolculukta imâmet doktriniyle ilişkisine değinilmiş, mezhebi anlayışın geriye dönük yeni bir tarih inşâsında rivayetlerden nasıl faydalandığı anlatısına yer verilmiştir. Çalışmada genel olarak Şia ve Ehl-i Sünnet arasındaki ihtilaf noktalarına temas edilmiş, hususen Kur’ân ile ilgili Şiî rivayetlerden hareketle onların bu konudaki görüş ve yaklaşımları ortaya konulmaya çalışılmıştır. Kur’ân’ın tahrifi meselesinde ulaşılabilen tüm kaynaklardan çalışmada istifade edilmeye çalışılmış, tahrif rivayetlerinin sahih olmadığı, bunların Usûlî ulemâ tarafından da desteklenmediği tespit edilmiştir. Sonuç olarak Şiî kaynaklardan hareketle Kur’ân’da tahrifin olmadığı görüşlerinin daha fazla kabul gördüğü yargısına varılmıştır.