16.yy. dan itibaren Osmanlı’da gözle görülen güç kaybına karşı Batı Avrupa’da yaşanan gelişmeler, 18-19.yy. da küresel ölçekte hızlı değişikliklere neden olmuştur. Özellikle Aydınlanma’nın açığa çıkardığı modernizm, sekülerizm ve pozitivizmin etkisiyle söz konusu değişikliklerden İslam ülkelerindeki kültürel değerler ve dini algılayış tarzı ve gelenek de nasibini almıştır. Zira İslam ülkelerinin ileri gelen aydın kesimlerinde; mevcut din algısı ve dini geleneğin modern hayata eşlik etmediği, insanlık için rehber konumunda olan Kur’ân’ı anlamlandırmaya ve doğruyu yanlıştan ayırt etmeye imkân vermediği düşüncesi hâkim olmuştur. İşte Kur’âncılık, bu minvalde Kur’ân’a yönelik bireysel çağdaş tasvirleri birleştiren bir çerçeve halinde modern dönemde ortaya çıkmış bir ekoldür. Tüm dini konularda Kur’ân vurgusu yapan bu ekol; sünnete, mezheplere ve gelenek olarak adlandırılan dini müktesebata mesafeli yaklaşarak kurtuluşun, Kur’ân dışında her türlü kaynağı reddetmekle mümkün olduğunu iddia etmektedir. Atay ise 1960’lı yıllarla birlikte bu ekolün Türkiye’de öncüsü ve önemli bir siması olarak, akla tanıdığı yetki ve duyduğu güvenle tüm gücünü gelenekle hesaplaşarak Türkiye’de Kur’ân merkezli İslam tasavvurunu işlemeye harcamıştır. Anahtar Kavramlar: Hüseyin Atay, Akıl, Gelenek, Modernizm, Kur’âncılık, Kur’an, Sünnet