Materyalizmin Din ve Tanrı Tasavvuruna Yönelik Filibeli Ahmet Hilmi’nin Getirdiği Eleştiriler

Bu çalışmada materyalizmin tarihsel süreç içerisinde madde üzerinden din ve tanrı anlayışı tespit edilerek, bu anlayışa karşılık Yeni İlm-i Kelâm dönemi kelamcılarından biri olan Filibeli Ahmed Hilmi’nin (öl. 1914) karşı görüşleri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu kapsamda ilk olarak materyalizmin kısa bir tarihine değinilmiş ve ardından Filibeli’nin görüşleri verilmiştir. Materyalizm, İlkçağ döneminden itibaren düşünce hayatında kendine yer bulmuş önemli felsefî ekollerden biridir. Bu düşünce sisteminin ilk adımları atomculuk anlayışı ile beraber Antik Yunan’da gözlemlenmektedir. Bu dönemin ünlü materyalist filozoflarının ortak buluşma alanı atomcu anlayış üzerinedir. Atomcu anlayış ise ezelî ve ebedî olma gibi birçok ilahlık özelliğini maddede toplamaktadır. Düşünce tarihinde çok büyük etkilere sahip olan materyalizm, Ortaçağ döneminde durgunluk yaşamıştır. Bu durgunluğun sebebi olarak Hıristiyanlık dininin batıda etkin bir din anlayışı geliştirmesi ve bu nedenle kiliseye ait görüşlerin tutucu bir yaklaşım benimsemesi gösterilebilir. Özellikle skolastik felsefenin materyalizmin etkinliğinin yitirilmesine en büyük nedenlerden biri olduğu söylenilebilir. Ardından skolastik felsefe ile birlikte kilisenin baskıcı tutumunun azaldığı, dinde reform ve Rönesans hareketlerinin izlendiği dönem içerisinde materyalizm ekolü, yeni bir canlanma göstermiştir. 18. yüzyıldan itibaren etkinliğini yeniden kazanmaya başlayan materyalizm, maddeyi ve maddî olarak adlandırılan alanı esas almakta ve madde dışında başka hiçbir sahayı kabul etmemektedir. Maddî alan olarak sadece duyu organları ile algılanabilen varlıkları, deney ve gözlem yolu ile elde edilen bilgileri kabul etmekte olan materyalizm, metafizik alanı reddetmektedir. Allah, melek, cin gibi varlıkların bilgisi ve varlığı metafiziği ilgilendirdiğinden dolayı bu alana giren dinsel varlıklar, materyalizm tarafından inkâr edilmektedir. Her ne kadar Hristiyan batı dünyasında ortaya çıksa da materyalizm, sonraki süreçlerde yayılım göstererek tüm dünyayı etkisi altına alan bir düşünce sistemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Batının siyasi alandaki ilerlemelerini tetkik için yurt dışına gönderilen öğrencilerin batı fikirleri ile geri dönmesi sonucunda ülkemizde de görülmeye başlayan materyalizm fikirleri, özellikle dergi ve tercüme yolu üzerinden etkinliğini artırmıştır. Ülkemiz içerisinde bu denli ilerleme kaydeden materyalizm, kimi fikir insanları tarafından benimsenmekle beraber birçok aydın tarafından da eleştirilere tâbi tutulmuştur. Bu tür fikirlerin yayılması ile beraber kelâmda da bir yenilik arayışına gidilmiş ve Yeni İlm-i Kelâm dönemi başlamıştır. Bu dönemin en önemli âlimlerinden biri ise Filibeli Ahmed Hilmi’dir. Filibeli, materyalizmin genel görüşlerine yönelik olarak bu düşünce sistemini inkâr anlayışı üzerinden eleştirmektedir. Ahlâk konusuna da oldukça değinen Filibeli, materyalizmin ahlâksızlığa kapı açtığını ve sonucunun anarşi olacağını belirtmektedir.

Yazar:Furkan Uçar
Sempozyum Başlığı: 2. Türkiye Sosyal Bilimler Sempozyumu: Bildiri Özetleri Kitabı
Yer: Ankara
Yayıncı: Oku Okut Yayınları
Tarih: 2022
Sayfa: 121
ISBN: 9786057129444
URL:https://sempozyum.okuokut.org/tsbs/article/view/120