Hz. Peygamber’in vefatından bir süre sonra İslâm dünyasında bazı mezhepler oluşmaya başladı. Bu mezheplerin bir kısmı dini düşünce etrafında ortaya çıkarken, bazılarında ise baskın bir şekilde siyasi etkiyi görebilmek mümkündür. Bu bağlamda dinî-siyasî mezhepler denildiğinde ilk akla gelenler Haricîlik, Şîa ve Mu‘tezile olmaktadır. Şîa mezhebi toplum olarak günümüze kadar varlığını sürdürmesine rağmen Harîcîlik ve Mu‘tezile varlığını fikir olarak devam ettirmiştir. Mu‘tezile denildiğinde akla ilk gelen şey “akılcılık” ve “beş esas”tır. Dinî-siyasî bir özelliğe sahip olan Mu‘tezile mezhebi her zaman aklı ön planda tutmuştur. Tevhid, adalet, el-menzile beyne’l-menzileteyn, emir-i bi’l-ma‘ruf nehiy ani’l-münker ve el-vaʻd ve’l-vaîd olarak isimlendirilen beş esas, Mu‘tezile’nin düşünce yapısının temelini oluşturmaktadır. Mu‘tezilenin düşüncesi bu “beş esas” üzerine bina edilmiştir. Bu esaslar mutlak doğru olarak kabul edilmiş ve Kur’an-ı Kerim bunlara göre tefsir edilmiştir. Yine bu mezhep hadisleri mütevatir ve âhâd olarak iki sınıfa ayırmış ve mütevatir olmayanları delil olarak kabul etmemiştir. Getirilen şartların zorluğundan dolayı hadislerin tamamına yakını Ahâd hadis olarak kalmıştır. Mu‘tezile isim olarak devam etmese de fikir olarak varlığını devam ettirmiş ve bu güne kadar gelmiştir. Günümüzde tartışma konusu olan birçok konunun kaynağı Mu‘tezile mezhebidir. Şefâatın reddi, kabir azabının olmadığı, kader inancının yokluğu, cehenneme giren kimsenin bir daha oradan çıkmayacağı, Âdem (as)’ın yaratıldıktan sonra konulduğu cennet, mucizenin ve kerametin inkârı, mütevatir olmayan hadislerin delil olmaması gibi konular bunlardan bazılarıdır. Bunlar ilk kez Mu‘tezile mezhebi ile tartışılmaya başlanmış ve günümüze kadar da gelmiştir. Mu‘tezile bunlardan çoğunu “beş esas” bağlamında değerlendirmiştir. Bu esaslardan birine veya birden fazlasına uymadığı için bunları kabul etmemiştir. Mu‘tezile mezhebine mensup olan kimselerin hepsi aynı şekilde düşünmeseler de bu konulardaki farklı düşünceler ilk kez Mu‘tezile ile birlikte tartışılmaya başlanmıştır.
Yazar: | Hüseyin ÇELİK |
Yayın: | İslami İlimler Araştırmaları Dergisi |
Cilt: | |
Sayı: | 12 |
Sayfa: | 68 – 93 |
Tarih: | 2022 |
DOI: | 10.54958/iiad.1169178 |
ISSN: | 2587-1757 |
URL: | https://dergipark.org.tr/tr/pub/iiad/issue/73729/1169178 |