Bu araştırmada Şeyh Hüseyin b. İskender er-Rûmî’nin Mukaddimetü’n-fi’l-fıkh ve’l-akâid isimli eserinin tahkik ve analizi yapılmıştır. Eser, tahâret, namaz, mesh ve seferîlik ile ilgili konularda Hanefî mezhebinin tercih edilen görüşlerini ihtiva etmesi sebebiyle önemlidir. Eserde şâz ve zayıf görüşlere yer verilmemiştir. Eserde ele alınan konular insanların günlük hayatlarında sürekli ihtiyaç hissedecekleri alanlarla ilgilidir. Halka yazılmış bir eser hüviyetinde olduğu için kullanılan dil de basittir. Eser çocukların ezberlemesi için uygundur. Şeyh Hüseyin b. İskender’in şahsi ve ilmi hayatı ele alınırken betimleyici tarihsel metot kullanılmıştır. Nüshaların karşılaştırılması, sahîh olanın tercih edilmesi, eserde nakledilen fırhî görüşlerin asli kaynaklardaki yerlerinin gösterilmesi ve eserdeki görüşleri açıklamak için dipnotta bilgi verirken talik ve tahkik yöntemi tercih edilmiştir. Araştırmada ulaşılan neticelerden önemlileri şunlardır: Müellif birkaç konu hariç fakihlerin ihtilaflarına değinmemiştir. İmameyn ve Şâfiî’nin Ebû Hanîfe’ye muhalefeti değinilen ihtilaflı konulara örnek olarak verilebilir. Sadece görüşleri nakletmekle yetinmemiş, içlerinden sahîh olanı ve alimlerin icmâ ettiklerini tercih etmiştir. Bu gibi durumlarda daha çok“Bu konuda diğer alimlerde böyle düşünür”lafzı kullanılmıştır. Mezhepçilik taassubu yapılmamış, delile uygun olduğu müddetçe diğer mezheplerin görüşleri de tercih edilmiştir. Zaman zaman imam Şâfiî’nin görüşleri alınmış, görüşün sahîh olduğuna dair imam Şâfiî’den nakiller yapılmıştır. Eserlerden nakil yapılırken, özetleme de manen nakil de yapılmamış, lafzî nakil tercih edilmiştir. Fıkh-ı ekber, Mülteka’l-ebhur gibi Hanefi mezhebinin önemli kitaplarına atıflar yapılmıştır. Zaman zaman zayıf veya aslı olmayan hadislerle ihticâc edilmiştir. Kıyası açıkça bir delil olarak kabul etmiştir. Müellif“fâide”kelimesini konunun önemi ve makamın gerektirdiği ilave bir bilgi verirken sıkça kullanmıştır.