Hilafet merkezli tartışmalar sonucunda tarih sahnesine çıkan Şîa, verdiği fiziksel ve fikirsel mücadeleyle bir şekilde varlığını sürdürmüş ve günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır. Diğer İslam mezheplerinden ilkesel anlamda ayrışan Şîa, bünyesinde barındırdığı çeşitli düşünce ve inançlarla kendisine has bir seyir takip etmiştir. İmâmet makamına yükledikleri ilâhî mana, mezhebin birçok fikir ve inancını derinden etkilemiştir. Kelam, inanç esaslarını inceleyen ilim olması hasebiyle bu etkiyi en fazla hisseden ilim dalı olmuştur. Şîa kelamının diğer İslam mezheplerinden köklü bir şekilde ayrışmasının nedenlerini epistemik temeller üzerinden anlamayı amaç edinen bu çalışma, mezhebin usûlî anlayışına yön veren en önemli şahsiyetlerinden biri olan Şerîf el-Murtazâ ekseninde sonuca gitmeyi hedeflemektedir. Şiî usûlî düşünceye yaptığı müstesna katkının yanında günümüze ulaşan eserlerinde bilgi bahislerini ele alan ilk müellif olması, bu tercihte önemli rol oynamıştır. Hayatının tamamını (d.355/966)-(ö436/1044) dönemin Abbâsî hilafetinin merkezi Bağdat’ta geçiren Murtazâ, köklü bir aileden gelmenin kendisine sunduğu imkânları Büveyhî hanedanı üyelerinin destekleri ile birleştirmiş ve elde ettiği gücü oldukça efektif bir şekilde kullanarak İmâmiyye kelamında köklü dünüşümlere kapı aralamıştır. O, etkisinde kaldığı Basra Mu’tezile’sinin rasyonalist düşünce sistemini Şîa kelamına kusursuz bir şekilde adapte etmeyi başarmıştır. Usûl ve kelam eserlerinde tavizsiz bir şekilde uyguladığı akılcı yöntem nedeniyle ilmî olmadığını düşündüğü birçok düşünceyi reddetme yoluna gitmiştir. İlmî olduğuna kanaat getirdiği idrak, akıl ve mütevatir haber eksenli bilgileri ise sisteminde yüceltmiştir. Murtazâ’nın Basra Mu’tezile’si âlimlerinden ödünç aldığı bu akılcı söylem, yetiştirdiği öğrenciler aracılığıyla Şîa’da yerleşmiş ve yaklaşık iki asır boyunca mezhebin hâkim düşüncesi haline gelmiştir. Anahtar Sözcükler Şîa, kelam, bilgi, Şerîf el-Murtazâ, akıl