XIX. yüzyılın sonlarına doğru İslâm dünyasının Avrupa medeniyetine hangi ölçüde yaklaşması gerektiği önemli bir mesele olmuştur. Batı’da pozitivizmin yaygınlaşmasıyla materyalizm ön plana çıkmış ve evrenin özünde ezeli ve ebedi maddenin oluşu, maddenin dışında hiçbir şeyin var olmadığı görüşü giderek hızla yayılmıştır. İslâm dünyası ise bu süre zarfında siyasi problemlerle uğraşmış, fikri düzeyde pek çalışma yapamamıştır. İçinde bulunduğu durumun idrakinde olmayan, hatta batı düşüncesini çok iyi bilmeyen, batıdaki gelişmeleri büyük bir hayranlıkla geri kalmışlık sendromundan kurtulmak için felsefi temelleri oturtulmadığı halde Batıdaki düşünceyi birebir kopya eden aydınlar bulunmaktadır. Bunlara karşı Avrupa’daki gelişmelere daha temkinli yaklaşan münevverlerde bulunmaktaydı. Bu akımın ileri gelen temsilcileri, başlattıkları yenilik hareketine yeni ilm-i kelâm adını vermiştir. Özellikle materyalizm düşüncesindeki kitapların çevirisi ve ülke gençlerindeki etkiyi göz önünde bulundurarak tepkisel mahiyette ortaya çıkan eleştirel kitaplar bu dönemin en önemli eserleridir. Materyalizmin tanrı fikrini toptan reddetmesi ve onun yerine maddeyi koyması yeni ilm-i kelâm temsilcileri tarafından eleştirilmekte ve Tanrı’nın varlığına dair hem kelâmdan hem de modern Batı felsefesinden yararlanılmaktadır. Bu çalışmada materyalizmin tanrısız bir âlem fikrine karşı ne aşkın nede içkin bir Allah-âlem münasebetini savunan vahdet-i vücûd fikrinin bu dönemde yazılan isbât-ı vâcib risalelerindeki yerine ve önemine değinilmeye çalışılmıştır.
Yazar: | İSLAM DEMİRCİ |
Tür: | Yüksek Lisans |
Üniversite: | Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi |
Danışman: | PROF. DR. HALİFE KESKİN |
Yayın Yeri: | Bolu |
Tarih: | 2022 |
Sayfa: | 154 |
URL: | https://tez.yok.gov.tr |