Yazar: Halil İbrahim Taşdelen

Fırka-i Nâciye [Kurtuluşa Eren Fırka] (İnceleme-Metin)

İslâm âlimleri erken dönemlerden itibaren İslâm Mezhepleri Tarihi sahasında “makâlât” türünde çeşitli eserler telif etmeye başlamışlardır. Bu eserlerin önemli bir kısmı günümüze ulaşmış ancak özellikle ilk dönemlerde kaleme alınan bazı eserler günümüze ulaşmamıştır. Sahada kaleme alınan eserler İslâm düşünce geleneğinin geçirmiş olduğu evrelere uygun olarak Osmanlı’ya dek devam etmiş ve böylece bir yandan büyük bir…

Mu’tezile’de Varlık, Akıl ve Dil;Kadî Abdülcebbâr Özelinde Bir Analiz

Dil, düşünce ve varlık ilişkisi, düşünce tarihi boyunca merak konusu olmuş kadim problemlerden biridir. “Kelimeler (dil), mânaların kalıplarıdır” ve “Kelime beden, mâna ise ruhtur” gibi özdeyişlerle ifade edildiği üzere dil, asıl maksat olan anlamın taşıyıcısıdır. Anlam, bilen özne konumundaki insanın, düşünce yetisi olan aklı sayesinde varlığı yorumlama ve anlamlandırma çabasının sonucunda elde ettiği bilgi birikimidir…

Teodise ve Deizm’e Kur’an’dan Cevaplar

Çalışmada bir bütün olarak ve sürekli bir biçimde, evrenin yaratıcısının Allah olduğu önce ispatlanır, sonra da ısrarla vurgulanır. Evrenin yegâne yaratıcısının Allah olduğu ve oluşun bütünüyle ona nispet edilmesi gerektiğine dikkat çekilir. Allah’ın evrene müdahalesinin farklı vakıalar üzerinden kavranması sağlanarak Allah’ın evrene müdahalesinin tekdüze olup olmadığı ve farklı yollarla ve amaçlarla evrenle temas edip etmediği sorgulanır….

Vehhâbîliğe Yazılan Reddiyeler ve Analizi Osmanlılar Dönemi (1732-1818)

Din-mezhep-kültür ilişkisi bağlamının en özgün örneklerden biri olan Vehhâbîlik, tarihî, coğrafî, dinî, bireysel, toplumsal ve zihinsel-psikolojik kökleri/boyutları ile bir bütündür. Vehhâbîlik, İbn Abdülvehhâb hayatta iken siyasî bir boyut kazanmış ve kurumsallaşarak mezhebe dönüşmüştür. İlk kez bir mezhebin tenkidine yönelik edebiyatın tasnifi ve derinlemesine analizine odaklanılan bu çalışma ile Vehhâbî olgunun hangi tarihsel, toplumsal, zihinsel hatta…

Hanbelî Literatürün İslam Mezhepleri Tarihi Kaynakları Geleneğindeki Yeri

Hanbelî Literatürün İslam Mezhepleri Tarihi Kaynakları Geleneğindeki Yeri başlıklı çalışma; mezhebin kaynaklarını ve ele aldığı konuları tam olarak anlayabilmek için Hanbelîliğin genel tarihini, kıyaslama yapabilme adına diğer mezheplerin kaynaklarını ve son olarak Hanbelîğin erken dönem mezhepler tarihi ile ilgili çalışmalarını konu edinmiştir. Hanbelîlik; itikadî ve fıkhî yönü ile birlikte zühde dayalı yaklaşımıyla farklı alanlara temas…

Evâ’ilü’l-Makâlât

Şîa-Mu‘tezile etkileşiminin yoğun olduğu bir dönemde yaşayan Şeyh Müfîd, -Mu‘tezile’nin akılcılığından fazlasıyla etkilenmiş olmasına rağmen- Şiî kelamının özgünlüğünü ortaya koymak, eğer bir etkileşim varsa Mu‘tezile’nin Şîa’dan etkilendiğini delilleriyle göstermek ve böylece İmâmiyye’nin imamlar döneminden itibaren özgün ve müstakil bir ekol olduğunu ispat etme gayreti içinde olmuştur. Elinizde bulunan bu eser, yani Evâ’ilü’l-makâlât, böyle bir düşüncenin…

Zikru’l-Fırak ve Esnâfu’l-Kefera

Osman el-Kirmânî, çeşitli ahlaki, tasavvufi ve itikâdî konuları ele aldığı 115 bâbdan oluşan el-Kenzü’l-Hafî min İhtiyârâti’s-Safî adlı eserinin son bâbında   kendi dönemine kadar ortaya çıkmış mezheplere yer vermiştir. Mezheplerle ilgili olan bu bâb, daha sonraki süreçte müstakil olarak istinsah edilmiş ve el-Fıraku’l-Müfterika Beyne Ehli’z-Zeyğ ve’z- Zendeka adıyla da ülkemizde neşredilmiştir. Elinizdeki bu eser de söz…

Kelâmi Bir Problem Olarak Allah’ın Fiilleri

Bu çalışma; klasikleşse de yeterli cevaplar verilmediği için inançların sorgulanmasına neden olan, mesela Allah’ın fiillerinin neler olduğu/olması gerektiği, yaratılışın evrim yoluyla mümkün olup olmadığı, Allah’ın dünyaya müdahale edip etmediği, insan eylemlerinde özgürlük-sorumluluk ilişkisinin mahiyeti, sosyal hayata müdahale etmesine rağmen zulümlerin devam etmesinin yaratıcının kudretine halel getirip getirmediği, dünyada kötülüklerin yoğun olmasının veya bireylerin engelli olarak…

Siyasi-İtikadi İslam Mezheplerinde Tekfir Hicri İlk Üç Asır

Müslümanların birbirlerini tekfir etmelerinin birçok sebebi bulunmaktadır. Dinî kaynakların farklı zihniyet ve bakış açılarıyla yorumlanması, hakikatin yegâne temsilcisi olma inancıyla hareket edilmesi, farklı görüşlere tahammülsüzlük ve taassup gibi sebepler, karşıt fırka ve görüş sahiplerinin dalâlet, sapkınlık ve/veya dinden çıkmakla suçlanması sonucunu doğurmaktadır. Karşılıklı bir etkileşimin tezahürü olarak görebileceğimiz tekfir olgusunun somut hâle gelmesinde, kelâmi-itikadi nitelikli…

Kuzey Afrika İbâdîliği ve İmâmet Düşüncesi

İbâdîler, İslam’ın ilk dönemlerinden günümüze kadar varlıklarını devam ettirebilen fırkalardandır. Tarihsel süreçten günümüze kadar varlıklarını koruyabilmelerine rağmen gerek araştırmalarda gerekse günümüzde diğer İslam fırkalarının gördüğü kadar ilgi görmemişlerdir. Bunun sebebi ise çok açık değildir. Çünkü İslam tarihinde varlık ve etki bakımından İbâdîlerden daha az önemli olan birçok mezhep, fırka ve akım daha fazla ilgi görmüşlerdir….