Dinî Dışlayıcılık Söylemi İnşa Eden Neo-Klasik Selefî Anlayışın Eleştirisi: Dilin Epistemik Değeri Hakkında Fahreddin Râzî’ye Yöneltilen Tenkitler Özelinde Bir Değerlendirme
İlâhî metnin nasıl yorumlanacağı, özellikle de akıl-nakil çatışmasında bunlardan hangisinin önceleneceği konusunda belirli ölçütlerin olması gerektiğini söyleyen Râzî, bu bağlamda dilsel delâletin zannîliği teorisini geliştirir. Râzî’nin bu nazariyesine göre lafzî deliller; lügat bilgisinin, sarf ve nahiv kurallarının günümüze intikalinde yaşanması muhtemel olan hatalar ile mecaz, iştirâk ve nakil gibi farklı dil olasılıklarına maruz kalır. Dolayısıyla…
Özgün Bir Sünnî Literatür: Türkçe Maktel-i Hüseyinler
Öz Teolojik anlamda güçlü gelenekler, farklı alanlara belirgin tonlarını taşıyabilmektedir. Bu noktada Sünnîlik ve Şi‘îlik, İslâm Mezhepler tarihinin en güçlü geleneklerinin başında gelmektedir. Bu geleneklerin ayırt edici vasıfları, geleneği takip eden âlimlerin eserlerine ve edebî metinlerine sirayet etmiştir. Günümüz ilahiyat araştırmacıları, ihtisaslaşma gereği kelâm, tefsir, hadis, fıkıh ve mezhepler tarihi kaynakları üzerinden zihniyet ve gelenek…
Bazı Ders Kitaplarında Şia ve Sünniliğe Dair Sorunlu Bir Anlatım
Bu makalenin amacı, özellikle ortaöğret im düzeyinde okutulan bazı ders kitaplarında İslam tarihiyle alakalı sorunlu görülen anlatımlara dikkat çekmektir. Eğitimin en önemli aşamalarından biri olan ortaöğretimde verilen ve yanlış anlaşılmalara sebebiyet verecek anlatımların gelecek nesiller üzerinde oluşturacağı olumsuz etkiler yadsınamaz. Bu sebeple toplumda ayrışmayı çağrıştıracak anlatımlardan şiddetle kaçınılması gerektiği ortadır. Sözü edilen anlatımlara konu olan…
Ebû İshâk Eş-Şîrâzî’nin Akâide Dair İki Eseri ve Kelâmî Görüşleri
Ebû İshâk eş-Şîrâzî (ö. 476/1083), Şîraz bölgesinde yetişen meşhur Şâfiî fakihi olmakla beraber, bıraktığı eserlerden bir o kadar da kelâm ilminde birikime sahip bir Eş’arî kelamcısı olduğu anlaşılmaktadır. Nizâmiye Medresesi’nin ilk hocası olarak bilinmesi de onun önemli vasıflarındandır. Şîrâzî’nin akâid ve kelâm ilmine dair eserleri günümüze kadar gelmiştir. Bu bağlamda Şîrâzî’nin el-İşâre ilâ mezhebi ehli’lhak…
Kovid 19 Küresel Salgınının Düşündürdükleri
İki yıldır gündemimizin ilk sırasına yerleşen Kovid 19 Salgını, insanoğlunun insanlık tarihi boyunca karşılaştığı en büyük musibet olarak değerlendirilebilir. Kovid 19 isimli bu virüsün mahiyeti yani neliği hakkında fitrî/doğal ve sûnî/yapay olduğu şeklinde çeşitli tartışmalar bulunsa da biz bu tartışmaları viroloji ve tıp bilim adamlarına bırakarak, salgın ve musibetlerin neliği, nedenleri ve korunma yöntemleri üzerinde…
İmâm Mâtürîdî’de Peygamberlerin İsmeti
Peygamberlik kurumu, insanlık için tarih boyunca yadsınamaz bir gerçekliğe sahip olmuştur. İnsanlara doğru yolu gösterme amacıyla gönderilen peygamberler, gönderilişi itibariyle ilâhî bir kaynağa sahipken içerisinde bulunduğu mekân ve muhatap olduğu kitle açısından da beşerî özelliklere bürünmüşlerdir. Peygamberlerde bulunan bu çift yönlü özellik, davranışlarını ve tavırlarını belirleme noktasında onları zaman zaman belirsizliğe itmiştir. Bunun sonucunda ise…
Mezhebî Aidiyetler Bağlamında Mu‘tezile’nin Arap Dilini Kullanımı
İslâm düşünce tarihinde Mu‘tezile, kendine has akılcı söylemleriyle temâyüz eden itikadî bir mezheptir. Söz konusu ekol mensupları, inanç sistemlerini “usûl-i hamse” adını verdikleri beş temel esas üzerine kurmuşlardır. Onlar Kur’ân’ın sözü edilen prensipler doğrultusunda anlaşılması gerektiğini savunmuşlar ve zâhirî anlamı bu esaslarla çelişen âyetleri, mezhebî fikirlerine uyumlu hale getirmek için kimi zaman Arap diline dayalı…
Bir Bilgi Tanımının Eleştirisi: Devvânî’nin Risâle fî Ta‘rîfi’l-‘İlm Bağlamında
Bu çalışmada, Celâleddîn ed-Devvânî’nin (öl. 908/1502) Risâle fî ta‘rîfi’l-‘ilm isimli risalesi tahlil edilmektedir. Risalede müteahhir dönem kimi kelamcıların benimsediği bir bilgi tanımı eleştirilmektedir. Araştırması yapılan bilgi tanımının üç bileşeni bulunmaktadır: Sıfat, temyiz ve çelişiğe ihtimali olmamak. Bilgi kategori olarak bir sıfattır. Bu sıfat ile temyiz elde edilir. Sonuç bilgidir ve bu bilginin çelişiğine ihtimali olmamalıdır….
Eş‘arîlik’ten Mâtürîdîlik’e Özgürlüğün Parabolik Gelişimi
Her fikir, içinde doğup geliştiği zamansal kesitin sosyolojik, politik, ekonomik ve kültürel şartlarının bir ürünüdür. Hiçbir beşerî düşünce yoktur ki tarihsel konjonktürden etkilenmesin. Cebriyye’den Mu‘tezile’ye Eş‘arîlik’ten Mâtürîdîlik’e kadar İslam düşünce ekollerinin tümü, dönemlerinin özel şartlarının doğal bir çıktısıdır. Dolayısıyla haklarında yapılacak değerlendirmelerde, bu husus göz ardı edilmemelidir. Bugünden yapılacak yüzeysel okumalar, anakronik hatalarla sonuçlanabilir. İslam…
İmam Mâtürîdî’nin Ulûhiyet Bağlamında Yahudi Teolojisine İlişkin Eleştirileri
İslâm dininde Allah’ın birliği, “tevhid” olarak tanımlanmıştır. Bu doğrultuda Kur’an’da Yahudilerin tevhide aykırı anlayışları benimseyip bu inançtan saptıklarına dikkat çekilmiştir. Kur’an’ın bu yaklaşımı, Müslümanların Yahudi inançlarına olan bakış açılarının temelini oluşturmuştur. Müslümanlar ile Yahudiler arasında yaşanan teolojik tartışmalarda Müslümanların, eleştirdikleri konuların başında ise Yahudilerin ulûhiyet anlayışları gelmektedir. Bu eleştirilerin temel hareket noktası İslam’daki Allah tasavvurudur….