Şeyleri Hiçlikten Geri Getirmek: İbn Sînâ’dan Önce ve Sonra Ma‘dûmun İadesi
Bu çalışma İslam’da i‘adetü’l-ma‘dûm (var olmayanın yeniden yaratılması) üzerine olan tartışmaların gelişimini, f fikrini, bu fikrin reddedilmesi ve kabul edilmesinin arkasında yatan sebepleri ve mümkün olup olmadığı hakkındaki delilleri sunar. İade, yok edilmiş bir varlığı kimliğini koruyarak yeniden yaratma eylemine dayanmaktadır. İbn Sînâ öncesi kelâmcıların çoğu iadenin imkânını kabul eder fakat bir aslî (ma‘dûmun sübûtu) ve bir de ferî meselede (belli varlık sınıflarının iade edilebilmesi) ihtilaf ederler. İadeyi kabul etmek kelâmcıların cismânî bir antropoloji ile yeniden dirilmenin imkânını uzlaştırmalarını sağlamıştır. İbn Sînâ, iadenin imkânına karşı üç ana delilden oluşan etkili bir delil ortaya koymuştur: bu delil, (ma‘dûmun sâbit olmaması göz önüne alınacak olursa) sezgiden, iade edilen varlığın eşdeğer kopyasından ayırt edilemezliğinden ve zamanın iadesinin yol açtığı çelişkilerden oluşur. İbn Sînâ öncesi düşünce ekollerinden sadece Eş‘arîler iadenin imkânını savunmuştur. Klasik sonrası dönemin tartışmaları İbn Sînâ ve mütekaddimûn kelâmcılar tarafından ana hatları çizilen cedelî bir asıl üzerine inşa edilmiş daha karmaşık formülasyonları (modal değişmezlik argümanı), itirazları, cevapları ve aynı zamanda hem iadeyi destekleyen (tasavvurî parçaların imkânı, hatırlama, varsayımsal imkân) hem de iadeye karşı olan (ara boşluk, illetlerin iadesi) bütünüyle yeni bazı argümanları öne sürer.