Kādî Abdülcebbâr’ın Düşüncesinde Dilin Yeri
Kādî Abdülcebbâr’ın düşünce dünyası incelendiğinde bunun, Tanrı’nın insanı sorumlu kılabilmesinin imkânı üzerine kurulu olduğu anlaşılmaktadır. Eş deyişle o, teklif merkezli inşa edilen bir düşünce evreni ve düzenine sahiptir. Bu yüzden de onun usûlü’d-dîn şeklinde adlandırdığı düşüncesinin içeriğini insanın sorumlulukları oluşturmaktadır. İnsanın bu sorumlulukları ise akıl yoluyla kendisine bildirilen yükümlülükler anlamında akliyyât ve akıl tarafından tayin…
Türkistanlı Bir Düşünür: Ebu Mansur Matüridi: Kimliği, Tarihî Konumu, Fikrî Mücadelesi ve Yöntemi
Ebu Mansûr Mâtürîdî (238- 333 /852-944) İslam düşünce tarihinde özel bir yere sahiptir. O, bir taraftan kelamcıların öncüsü, Müslümanların akaidini yanlışlardan arındıran bilgin, Ehl-i Sünnet anlayışının kurucusu, hidayet meşalesi ve önderi gibi sıfatlarla anılır. Diğer taraftan birçok ilim ve mezhep tarihçisi eserlerinde ona yer vermemiş, hatta takipçileri bazı görüşlerini Eş’arî anlayışa uydurmuşlardır. Mâtürîdî, İmam-ı Azam…
Mâturîdî’de ilâhî hikmet ve insan fiilleriyle ilişkisi
Ebû Mansûr el-Mâturîdî, Semerkant havzasında yetişmiş Türk ve İslam dünyasının önemli düşünürlerinden biridir. İmam-ı A’zam Ebû Hanîfe’nin inançla ilgili görüşlerini sistematize eden Mâturîdî, inanç sahasında kendi adıyla adlandırılan “Mâturîdîlik” mezhebinin kurucusudur. Onun Te’vîlatü’l-Kur’an ve Kitâbü’t-Tevhid adlı eserlerinde hikmet en temel kavramdır. O, hikmeti her şeyin gayesi, hakikati anlamında kullanmış ve âlemde hiçbir şeyin amaçsız, boşu…
Hüseyin Atay’ın içtihat anlayışı
Modern ile gelenekçi düşünceyi bünyesinde barındırıp, tefekkür perspektifinden hareket ederek, İslam düşüncesinin evrimleşmesinde en büyük katkı sahibi olan Atay, içtihatı müdafaa ettiğini kitaplarında açık bir şekilde görmemiz mümkündür. Geleneksel kültürün hakim olduğu irrasyonel karaktere sahip, düşünceyi eleştirerek akıl ve rasyoneliteyi öne çıkarmak suretiyle kendi sistemini inşa etmiştir. Fıkıh ilminin problemlerine içtihatıyla berrak cevaplar vererek, yeni…
Aklı Yerinde ve Zamanında KullanmaPerspektifinde Peygamberlerin “Fetânet” Sıfatı
Akıl ve vahiy insanlığa yol gösteren iki önemli rehberdir. İnsanlık ancak bu iki rehber sayesinde doğru yolu bulabilir. Fetânet ise işlevsel aklın zirve noktasıdır ki, bu durum peygamberlere verilmiş özel bir vasıftır. Bu vasıf, aynı zamanda aklı yerinde ve zamanında en iyi şekilde kullanma yetkinliğine sahip olma demektir. Bu, tek başına büyük bir değer ve…
Mâtürîdî’nin Yorum Yönteminde Rasyonel Teoloji -Enbiyâ Ve Hac Sûreleri Bağlamında
Kur‘an‘ın anlaşılması ve yorumlanmasına dair çalışmalar vahyin inzalinden beri devam etmektedir. Vahyin yorumlanmasında belli kriterlerin olmasına her zaman dikkat edilmiştir. Bununla vahyin öznel, bâtınî, işârî şekillerde anlaşılmasının önüne geçilmesiamaçlanmıştır. Düşünce geleneğimizde genelde iki farklı yorum yönteminden söz edilebilir. Bunlardan ilki rivayet tefsiri olurken diğeri dirayet tefsiri şeklindedir. Mâtürîdî hem dirayet ekolünün hem de ehli rey…
Allah’ın Varlığı ile İlgili Klasik Dönem İslamî Deliller
Bu çalışmada Mütakaddimin kelâmından Mütaahhirin kelâmına geçişte Tanrı kanıtlamaları-nın ilk biçimlerine yeri verilmektedir. Çalışma boyunca Wensick’in Muslim Creed adlı çalışma-sında eksik bırakılan bazı kısımlara göndermede bulunulmakta, bu bağlamda kelâm düşüncesin-deki deliller konusuna ilişkin üç düşünce ekolü arasında karşılaştırmalar yapılmaktadır. Bunlar-dan ilki akılcı argümanı tamamen reddeden ve Allah’ın varlığının ancak vahiy (sem‘) yolu ile bili-nebileceğini iddia…
Kemâleddîn İbnü’l-Hümâm’a Göre Peygamberliğin Gerekliliği
İnsanlığın peygamberlere olan ihtiyacı ve Allah’ın insanlara peygamber göndermesinin gerekli olup olmaması hususları, İslam düşüncesinde üzerinde en çok durulan konulardan biridir. Nübüvvetin gerekliliği konusu, birey ya da toplumun vahiy ve peygambere ihtiyaç duyup duymadığı, ihtiyaç duyuyorsa bunun hangi alanlarda olduğu tartışmasını içermektedir. “Allah tasavvuruna ulaşmak için peygamber gerekli midir, Allah’ın insanoğluna peygamber gönderme zorunluluğu var…
Çağdaş Selefî Akımların Akıl Karşıtlığı ve Doğurduğu Sonuçlar
Her dinin müntesipleri için, ilk nesillerin ayrı bir değeri vardır. Çünkü onlar yeni bir dine karşı ortaya çıkan reaksiyonlara karşı canla başla direnen dinin sonraki nesillere ulaşması için her türlü fedakârlığı gösteren kişilerdir. Onlara karşı minnet ve saygı duyulması dini bir vecibedir. İslam söz konusu olduğunda Selef ilk üç nesildir (Sahabe, Tabiîn ve Tebeu’t-tabiîn). İlk…
Deizm bağlamında nübüvvete yapılan eleştiriler
İnsan pek çok üstün özellik ve yetenek ile donatılmış bir varlıktır. Ancak insan bu üstün yetenekleri yanında zayıf iradeli ve kötülüğe eğilimli de bir varlıktır. Bu nedenle insanı düşünce ve davranışlarında doğru yola iletecek bir rehbere ihtiyaç vardır. Allah kullarını akılları ile tek başına bırakmamış peygamberler ve ilahi kitaplar göndererek onlara doğru yolu göstermiştir. Nübüvvet…
- 1
- 2