Ebu’l-Mu’în en-Nesefî’ye göre isbat-ı tevhid delilleri
İslâm dininin insanlığa getirdiği en önemli prensibi Allah’ın birliği (tevhîd) ilkesidir. Zira islâm dininden önceki dinlerde de tevhîd ilkesi ön planda olmasına rağmen zaman içinde bu temel inanç zedelenmiş ve teslîs gibi bazı bâtıl inançlarla karıştırılmaya başlanmıştı. İslâm’a göre âlem yaratılmıştır ve bu âlemin bir var edicisi vardır. Bu çalışma âlemin yaratıcısının çok değil tek…
Adudüddin el-Îcî’de ulûhiyyet anlayışı
” Adudüddin el-Îcî’deUlûhiyyet Anlayışı” konulu çalışmamız üç ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Allah’ın varlığının delilleri konusu incelenmiştir. İkinci bölümde Allah’ın sıfatları konusuna değinilmiştir. Bu bağlamda selbî (tenzihi), vucûdî ve ihtilaflı sıfatlar tahlil edilmiştir. Üçüncü bölümde Allah’ın fiilleri konusu ele alınmıştır. Bu konuyla alakalı olarak âlemin hudûsu, insan fillerinin Allah tarafından yaratılması, Tevlid, Allah’ın mümkinâtı irade…
Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi’nin Allah Ve İnsan Tasavvuru
Bu makalenin amacı Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi’nin Allah ve insan hakkındaki görüşlerini incelemektir. Son dönem Osmanlı düşünürlerinden olan Filibeli’nin Allah ve insan kavramlarına ilişkin görüşleri felsefî ve tasavvufî niteliktedir. Tanrı ve ruhu inkâr eden pozitivist düşüncenin yaygınlık kazandığı bir dönemde Filibeli’nin din savunusu temelde vahdet-i vücûd görüşüne dayanmaktadır. Vücûd sıfatına sahip tek hakikatın olduğunu savunan…
Allah’ın Varlığı ile İlgili Klasik Dönem İslamî Deliller
Bu çalışmada Mütakaddimin kelâmından Mütaahhirin kelâmına geçişte Tanrı kanıtlamaları-nın ilk biçimlerine yeri verilmektedir. Çalışma boyunca Wensick’in Muslim Creed adlı çalışma-sında eksik bırakılan bazı kısımlara göndermede bulunulmakta, bu bağlamda kelâm düşüncesin-deki deliller konusuna ilişkin üç düşünce ekolü arasında karşılaştırmalar yapılmaktadır. Bunlar-dan ilki akılcı argümanı tamamen reddeden ve Allah’ın varlığının ancak vahiy (sem‘) yolu ile bili-nebileceğini iddia…
Bir Teodise (Ta‘dîl) Anlayışı Olarak Kelâm’da Bütüncül Teolojik Perspektif
Kötülük (şer) problemi etrafında başlayan teolojik kriz, hayatın bütününü etkileyen bir değerler krizine dönüşmüştür. Teodise konusunda yapılan çalışmalara rağmen kötülük probleminin yol açtığı kriz aşılamamaktadır. Birçok neden söz konusu olsa da en önemli sebep hakikat ve algı arasındaki kopuşu derinleştiren mutlaklaştırılmış parçacı bilgisel kabullerdir. Özellikle beşerî bilginin mutlaklaştırılması, problemin nedeninin Tanrı’nın sıfatları ile evrende tecrübe…
İslâm Kültür Geleneğinde İlâhî Sıfatlar Kuramı
Allah’a ilişkin konuşmanın zorluğu, O’nun âlemden ayrı bir varlık olması sebebiyledir. Allah, Kur’ân ’da kendisine bazı nispetler yapmış, bu yolla kendisi hakkında konuşmuştur. İlâhî vahyin anlaşılmayı amaçladığı bu yüzden varsayılabilir. Bu insanın teklife muhatap olması ile yakından ilişkilidir. Söz konusu varsayım, Allah’a yapılan nispetlerin anlaşılması gerektiğini ortaya koymaktadır. Müslüman kelâmcılar, Allah’a ilişkin konuşmanın zorluğunu farkında…
İslam Kelamı ve Felsefesi Açısından Dua: Mâtürîdî ve Âmirî Örneği
Din ve felsefenin ortak ilgi alanlarından biri de duadır. Allah ve insana bakan yönü olması hasebiyle dua teoloji, ahlâk ve psikoloji gibi birçok farklı sahanın da konusu veya meselesi haline gelmiştir. Allah-insan ilişkisi açısından değerlendirildiğinde duanın her iki tarafa yönelik imanî (tevhid), amelî (pratik) ve ahlakî boyutlarının olduğu da açıktır. Dolayısıyla duanın mâhiyeti nedir? Dua…
Fıtrat-iman ilişkisi
Allah Teâlâ kâinattaki tüm varlıkları kendilerine özgü bir yaratılış biçimine sahip olarak yaratmıştır. Fıtrat kavramı, özellikle insanın yaratılış biçimini ve özelliklerini temsil etmektedir. Fıtrat, Allah Teâlâ’nın insanda yarattığı kendisini tanıma ve Allah’a iman etme yeteneğidir. Allah Teâlâ kişinin iman etmesini sağlayacak maddi ve manevi her türlü delili insan fıtratına yerleştirmiştir. Fıtrat ve iman kavramları kullanılmaya…
İslam Kelamında Fıtratın Bilgisel Değeri
Dinî literatürde insanın yaratıcısını kendi kendine bilebilecek bir donanımla yaratılmış olması anlamına gelen fıtrat kavramı; Kelam ilminde Allah’ın varlığının delillerinden biri olarak da zikredilir. Bu bağlamda Eş’ari bir âlim olan Gazzâlî’nin de fıtrat deliline oldukça fazla vurgu yaptığı görülür. Bu delile oldukça fazla vurgu yapan Gazzâlî’nin, fıtratın bilgisel yönden değerinin mükellefiyet getirip getirmeyeceği hususundaki görüşü…