Ebû Hanîfe’nin İmanda Eşitlik Görüşü ve Sosyal Hayata Yansıması
Ebû Hanîfe (ö. 150/767), tarihi süreç itibariyle ilk dönemde kelâm ilminin temel konularını ele almış ve bu konularda bid’at gördüğü fırkalar karşısında tercih ettiği görüşleri beyan etmiştir. Daha sonra kelamcılar, belirlenen bu görüşleri değişen şartlara ve zamana göre farklı argümanlarla temellendirmeye çalışmışlardır. Şüphesiz kelâm ilmi açısından Ebû Hanîfe’nin söylediği ve daha sonraki nesillere aktardığı konular…
el-Esmâ ve’l-Ahkâm Görüşleri Bağlamında İbâdiyye-Mu‘tezile Etkileşimi
Hz. Ali’nin hilafet yıllarında yaşanan fitne olayları, fırkalaşma hareketlerinin başlamasına neden oldu. Bu dönemdeki toplumsal-siyasal olayların sonucu çeşitli konular farklı mahfillerde tartışılıyordu. Tartışılan konulardan “iman-kebire” ilişkisi gündemin en önemli konusuydu. Bu tartışmaların hararetle yapıldığı yerlerin başında Basra gelmekteydi. Basra’da etkin olan gruplar içerisinde İbâdiyye önemli bir konuma sahipti. Aynı şekilde Mu‘tezile’nin de ilim çevrelerinde hatırı…
Tekfir ideolojisinin kökenleri: Haricîlik örneği
Bu çalışmada Haricîlerin tekfir anlayışı, ilk dönem ve son dönem kaynaklar taranarak ortaya konmaya çalışılmıştır. Çalışmamızın ilk kısmında tekfir tartışmasının doğmasına etki eden dini, siyasi ve sosyolojik faktörler ele alınmış, İslâm mezheplerinin küfür konusundaki fikirleri tespit edilip kısaca özetlenmiştir. Haricîlerin oluşumu, inanç esasları, kader, va’d ve vaîd, Kur’an telakkileri, emr-i bi’l-ma’ruf nehy-i ani’l-münker ve mürtekib-i…
Hanefîliğin oluşum süreci ve itikadî mezheplerle ilişkisi
Bu çalışma, Hanefî mezhebinin teşekkül sürecini, itikadî-siyasi görüşlerini ve diğer mezheplerle olan ilişkilerini tespit etmeyi amaçlamaktadır. Mezhep âlimlerinin görüşleri, şahıs-fikir ve fikir-hadise ilişkisi yöntemiyle incelendi. Savunmacı bir yaklaşım yerine mezhebin önde gelen isimleri üzerinde derinleşme esas alındı. Çalışmamız üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, mezhebin öncü isimlerden Ebû Hanîfe, Ebû Yûsuf ve Şeybânî’nin itikadî ve siyasi…
Bir Osmanlı Vâizi Eğinli Rahmi Efendi’nin İman Meselesine Yaklaşımı
Topluma temas edebilmenin ve kitlelerin bilincini yönlendirebilmenin en işlevsel araçlarından biri olan vaazlar, bünyesinde mev’iza türü anlatıların yanı sıra İslâmî ilimlerin kelâm, fıkıh, tefsir gibi sahalarına dair bilgiler ihtiva eden metinlere dayanılarak icra edilmektedir. Bu yönüyle vaazlar ve kendilerine kaynaklık eden metinler, bazı kanıların aksine halkın birtakım hikayelerle oyalandırıldığı, hurafelerle zihinlerinin iğdiş edildiği telifler değil,…
İman-Amel İlişkisi Meselesinde Bediüzzaman Said Nursî’nin Durdurğu Yer
İman ve amel, İslam inancının merkezinde yer alan, din nazarında kişinin konumunu belirleyen iki temel kavramdır. Bu sebeple de Kuran ve Sünnette sıklıkla kullanılan kavramların başında gelmiştir. Dindeki bu kritik önemlerinden dolayı da mahiyetleri anlaşılmaya, tanımlamaları yapılmaya çalışılmış; aynilikleri ya da gayrilikleri ve birbirlerine tesirleri, eskiden günümüze değin tartışılmaya devam edilmiştir. İmanın soyut bir mefhum…
Günah ve Kebâir Kavramları Bağlamında Bazı Eş’arî Âlimlerinin İmanda Artma-Eksilme Hakkındaki Görüşleri
Eş‘arîlik, ilk dönem mezhepleri içinde Ehl-i Sünnet ekolünün en güçlü mezheplerinden sayılmaktadır. Bu bağlamda Eş‘arîliğin tartışmalı konulara getirdiği çözümler hem kendi mezhebinin görüşleri olarak kelâm otoriteleri nezdinde yer edinmiş hem de Ehl-i Sünnet’in bir yaklaşımı olarak literal anlamda değerlendirilmiştir. İmanda artama-eksilme mevzusu, ilk dönem kelâmî tartışmaların en nirengi meselelerinden biri sayılmıştır. Mu‘tezile’nin imanda artma-eksilme bağlamında…
Fıtrat-iman ilişkisi
Allah Teâlâ kâinattaki tüm varlıkları kendilerine özgü bir yaratılış biçimine sahip olarak yaratmıştır. Fıtrat kavramı, özellikle insanın yaratılış biçimini ve özelliklerini temsil etmektedir. Fıtrat, Allah Teâlâ’nın insanda yarattığı kendisini tanıma ve Allah’a iman etme yeteneğidir. Allah Teâlâ kişinin iman etmesini sağlayacak maddi ve manevi her türlü delili insan fıtratına yerleştirmiştir. Fıtrat ve iman kavramları kullanılmaya…
Seyfüddîn Âmidî’nin Tekfir’e Bakışı
Dinî referanslarla bazı Müslümanların küfrüne hükmetmeyi ifade eden tekfir söylemi, Hz. Peygamber sonrası dönemlerde yaşanan siyasî kargaşalarda ortaya çıkmış ve asırlar boyunca bir ötekileştirme, İslam dışına itme ve bazen de şiddete başvurma aracı olarak kullanılır hale gelmiştir. Sıffîn savaşında yaşanan hakem olayı sebebiyle Hz. Ali’nin ordusu içerisinden çıkan Hâricîlerin, temelsiz iddialarla başta Hz. Ali ve…
Meleklere İman Neden Önemlidir?
Meleklere iman; İslam akaidinde, Kur’an kökenli olarak iman etmenin ikinci ilkesidir. Za-manla melek inancı farklı mecralara evrilmiş, Kur’an’ın ve Hz. Peygamberin konumlandırdığı yapıdan kopmuştur. Bunun sebebi; Allah’a zait sıfatların atfedilmesi ve bu nedenle de zait sıfatlar zamana ve mekâna taalluk ettiklerinden Allah ile mümkün âlem ve özelde de insan bağındaki bütün ilişkileri sıfatlar üstlendiğinden meleklere…
- 1
- 2