Vehhâbîliğe Yazılan Reddiyeler ve Analizi Osmanlılar Dönemi (1732-1818)
Din-mezhep-kültür ilişkisi bağlamının en özgün örneklerden biri olan Vehhâbîlik, tarihî, coğrafî, dinî, bireysel, toplumsal ve zihinsel-psikolojik kökleri/boyutları ile bir bütündür. Vehhâbîlik, İbn Abdülvehhâb hayatta iken siyasî bir boyut kazanmış ve kurumsallaşarak mezhebe dönüşmüştür. İlk kez bir mezhebin tenkidine yönelik edebiyatın tasnifi ve derinlemesine analizine odaklanılan bu çalışma ile Vehhâbî olgunun hangi tarihsel, toplumsal, zihinsel hatta…
İmparatorluk Çağında Osmanlı Mezhepler Tarihi Yazıcılığı
İslâm mezhepleri tarihinin temel literatürünü makâle, fırak ve milelnihal türü eserler oluşturmaktadır. Müellifler bu eserler aracılığıyla hem kendi zamanlarındaki hem de geçmiş dönemlerindeki fırkalara dair görüşlerini belirtmişlerdir. Bunu da genellikle bir fırka şablonu üzerinden yapmışlardır. Şablonun biçimi ve içeriğine göre de farklı fırka gelenekleri ortaya çıkmıştır. Bunlardan en meşhuru Eş‘arî ile Doğu Hanefî fırak geleneğidir….
Kader ve İhtiyâr Ebussuûd Tefsiri Özelinde
Bu çalışma, Şeyhülislam Ebussuûd Efendi’nin İrşâdü’l-Akli’s-Selîm ilâ Mezâye’l-Kitâbi’l-Kerîm adlı tefsirinde kader ve ihtiyâr konusunu ve bunlarla ilgili kavramların nasıl yorumlandığını işlemektedir. Giriş’te Ebussuûd’un hayatı, hocaları, ilmî kişiliği, eserleri; tefsiri ile kader ve ihtiyâr konuları hakkında yazılmış çalışmalara dâir bilgiler verilmiştir. Bu hususlara ilave olarak, çalışmamızın kaynak, yöntem, önem ve amaç yönlerine temas edilmiştir. Birinci Bölüm’de…
Osmanlılar Dönemi’nde Vehhâbîliğe yazılan reddiyeler ve analizi (1732-1818)
Din-mezhep-kültür ilişkisi bağlamının en özgün örneklerden biri olan Vehhâbîlik, tarihî, coğrafî, dinî, bireysel, toplumsal ve zihinsel-psikolojik kökleri/boyutları ile bir bütündür. Vehhâbîlik, İbn Abdülvehhâb hayatta iken siyasî bir boyut kazanmış ve kurumsallaşarak mezhebe dönüşmüştür. İlk kez bir mezhebin tenkidine yönelik edebiyatın tasnifi ve derinlemesine analizine odaklanılan bu çalışma ile Vehhâbî olgunun hangi tarihsel, toplumsal, zihinsel hatta…
Din – Felsefe Tartışmaları Bağlamında Osmanlı Tehâfüt Geleneği -Mûsâ Kâzım Efendi Örneği-
Bu makalede Gazzâlî’nin İslâm filozoflarını eleştirmek amacıyla yazdığı Tehâfütü’l-felâsife adlı eserinin ismiyle özdeşleşen ve bir din-felsefe tartışmasına dönüşen Tehâfüt geleneği içinde son dönem Osmanlı âlimlerinden Mûsâ Kâzım Efendi’nin yeri incelenecektir. Bu çerçevede din-felsefe tartışmalarının İslâm dünyasındaki seyri kısaca ele alınarak Tehâfüt tartışmalarına zemin hazırlayan gelişmelere değinilecek, Gazzâlî ve İbn Rüşd’ün karşılıklı eleştirilerine yer verilecek ve…
Tācuddīn el-Kürdī Gerçekte Tācuddīn es-Sulṭānyūkī Olabilir mi? Biyo-Bibliyografik Veriler Işığında Beylikler Dönemi İlim Hayatına Dair Bir Tahlil
Orhan Bey’in fethi sonrasında İznik’te kurulan medrese, Osmanlı hakimiyetindeki coğrafyada faaliyete giren ilk medresedir. Bu durum, Osmanlı ilim ve düşünce hayatı bakımından İznik şehrine ve buradaki medreseye merkezî bir fonksiyonun atfedilmesini beraberinde getirmiştir. İznik’in bunu fazlasıyla hak ettiğinde kuşku yoktur. Lakin Osmanlı’nın bir beylik olarak başlayan serüveninin zamanla Anadolu’nun tamamına şamil büyük bir devlet tecrübesine…
Osmanlı müelliflerinin eserlerinde mezhebî konuların incelenmesi (XVI. yüzyıl Taşköprizâde İsameddin Ahmed bin Mustafa Efendi örneği)
XVI. yüzyıl Osmanlı Devleti’nin yükseliş dönemidir. Bu yüzyılda zirvede olunan ilim alanında da çok sayıda seçkin ilim adamları yetişmiş ve önemli eserler bırakmışlardır. Osmanlı’nın yükseliş devrinde Kelâm ilminde şerh ve haşiye çalışmalarının ağırlıkta olduğu görülse de özgün eserler de verilmiştir. Özellikle bu yüzyılda ilmiye sınıfı içerinde tedris ve telif gibi faaliyetleriyle tanınan Taşköprizâde İsameddin Ahmed…
Bir Son Dönem Osmanlı Âlimi Halil Şükrü el-Boyâbâdî ve Kitâbü’l-Ḳażâ’ ve’l-Ḳader Adlı Risalesi
Hz. Peygamber’in vefatı sonrası Hz. Osman’ın (öl. 35/656) şehit edilmesi ve Hz. Ali’nin (öl. 40/661) halifeliği döneminde vuku bulan Cemel ve Sıffîn savaşları özellikle Müslümanları karşı karşıya getirmiştir. Yaşanan bu hâdiselerden sonra başlayan tartışmalar, özelde bir Müslümanı öldürenin durumu genelde ise kader ekseninde sürdürülmüştür. İlk dönemde ortaya çıkan bireysel düşünceler zamanla fırka/mezheplerin görüşlerine dönüşmüş, bu…
Osmanlı Kelam Geleneğinde İbn Kemal ve Mehmed Birgivî
Bu çalışmanın amacı 16. Yüzyılda Osmanlı Devleti’nin önemli âlimlerinden İbn Kemâl ve Mehmed Birgivî’nin İlahiyat, nübüvvet, semiyyat ve insan hakkındaki görüşlerini karşılaştırmalı biçimde ortaya koymaktır. İki âlimin görüşlerinin –imkânlar dâhilinde- kendi kaynaklarından incelendiği bu çalışmada, 16. Yüzyıl itibariyle ilmî çalışmaların ileri düzeyde olduğu görülmüştür. Bu asırda siyasi olarak yeni toprakların fethi, iç isyanlar ve Şiî…
Osmanlı Entelektüel Düşüncesinin Bileşenleri: Kelâm, Felsefe ve Tasavvuf: Kemalpaşazâde ve Risâleleri Üzerinden Bir İnceleme
Osmanlı düşünce yapısının din, akıl ve irfani tecrübe olmak üzere birbirini tamamlayan üç epistemolojik temele dayandığını söyleyebiliriz. Bu üç temel sırasıyla kelâm, felsefe ve tasavvuf disiplinleri ile temsil edilmektedir. Osmanlı düşüncesinin bu özelliği bir taraftan onun irfani ve aklî açıdan gelişmesine katkıda bulunurken diğer yandan bu medeniyetin dinin temel ilkelerine bağlı kalmasına imkân tanımıştır. Bu…