Tanrı

İsmâilîlik ve Neoplatonizm: Ebû Ya‘kûb es-Sicistânî Örneği

Bu çalışma Ebû Ya‘kûb es-Sicistânî’nin Yeni Eflâtuncu görüşlerini, Plotinus’un düşünceleriyle karşılaştırmalı olarak ele almaktadır. 4./10. yüzyılda yaşayan Sicistânî, İsmâilîliğin Horasan-Mâverâünnehir dâîlerindendir. Zikredilen dönemde dâîlerin fikirlerini yayabildiği ve entelektüel düşünceler geliştirdiği bölgede, İsmâilîlerin güç kazandığı, bazı devlet adamlarının onlara destek verdiği gözlenmektedir. Bu gelişim, Muhammed b. Ahmed en-Nesefî ve Ebû Hâtim er-Râzî gibi dâîlerin Sicistânî’ye hatırı…

Şiî düşüncede kötülük problemi (Mutahharî örneği)

Kötülük probleminin kaynağına yönelik, sorulan soruların benzeri veya aynısı, günümüzde de zihinleri meşgul etmeye devam etmektedir. Çünkü geçmişten beri meydana gelen; deprem, sel, çığ gibi doğal felaketler ile; savaş, zulüm, soykırım gibi beşerî felaketler hep var ola gelmiştir. Geniş çerçevede; kötülük problemi, anlamı, türleri, tarihsel süreci araştırma konumuzun temel argümanı olarak seçilmiştir. Ateistler; Tanrı‟nın varlığı…

Şemsüddin Semerkandî’de Varlık-Mâhiyet İlişkisi

Yazarımızın tam adı Şemsüddîn Muhammed b. Eşref el-Hüseynî es-Semerkandî’dir.O, hicri 7./13 asrın sonları ve 8./14. asrın ilk çeyreğinde yaşamış ve h. 722 yılında vefat etmiş önemli bir Türk-İslâm düşünürüdür. Semerkandî felsefe, mantık, matematik, münâzara, ve astronomi gibi alanlarda önemli eserler vermiş çok yönlü bir ilim insanıdır. Varlık, insan aklının erişebildiği en genel kavramdır; fikir yürütmeye…

Şemsüddin Semerkandî’de Nefsin Tikelleri İdrak Kapasitesi

Yazarımızın tam adı Şemsüddîn Muhammed b. Eşref el-Hüseynî es-Semerkandî’dir.O, hicri 7./13 asrın sonları ve 8./14. asrın ilk çeyreğinde yaşamış ve h. 722 yılında vefat etmiş önemli bir Türk-İslâm düşünürüdür. Semerkandî felsefe, mantık, matematik, münâzara, ve astronomi gibi alanlarda önemli eserler vermiş çok yönlü bir ilim insanıdır. Filozoflar tarafından ileri sürülen tikellerin yalnızca duyular aracılığıyla idrak…

Tanrı’nın Varlığını Kanıtlamanın (İsbât-ı Vâcib) Kelâm Bilgi Teorisindeki Yeri: Kādî Abdülcebbâr Örneği

Tanrı’nın varlığı kanıtlama (isbât-ı vâcib) kelâm ilminin diğer tüm meselelerin kendisine dayandığı en başta gelen gayesidir. Kelâmcıların özelliği inşa ettikleri bir bilgi teorisi ekseninde bunu ortaya koymaya çalışmalarıdır. Kelâmda mevcut, ma’dum, kadîm, muhdes, cevher, araz gibi ontolojik kavramların daha genelde bilinenler (malumat) kümesinin unsurları olmasından da anlaşılacağı üzere kelamcılar Tanrı’nın varlığı konusunu bilgiye konu olmak…

Tanrı’ya Atfedilen Cismanî İfadelerin Mahiyeti: Gazzâlî ve İbn Meymûn’un Yaklaşımı Üzerine

Dinî metinlerde Tanrı hakkında pek çok niteleme ve tasvir söz konusudur. Bu tasvirlerden bir kısmı antropomorfizm (insanbiçimci) ve cismânîyet içeren ifadelerdir. Söz konusu ifadelerin Tanrı’ya tatbik edilip edilmeyeceği gerek Yahudi ve Hristiyan gerekse İslam Düşüncesi’nde tartışma konusu olmuştur. Bilindiği üzere teistik dinlerin metinlerinde Tanrı’ya el, yüz, ayak, görmek, işitmek vs. gibi cismâniyet içeren birtakım organlar…

Tanrı Kötülüğün Yaratıcısı Değildir

Düşünce tarihinin en önemli konularından biri kötülük sorunudur. Her şeye gücü yeten, her şeyi bilen ve mutlak iyi bir varlığı evrende meydana gelen kötülüklerle uzlaştırmak teistler için her zaman sorun olmuştur. Kötülük konusunun teistler için sorun olmasının iki nedeni vardır. Bunlardan birincisi, “Tanrı her şeyin yaratıcısıdır” önermesindeki “her şey” kelimesine kötülüğün dâhil edilmesidir. Diğeri ise…

Tanrı İnancı: İnsanlar Neden İnanır Neden İnanmaz?

Bir tanrıya veya tanrılara duyulan inanç, milyarlarca insan yaşamının temel bir bileşeni ve psikolojinin sürekli ilgilendiği bir konudur. Bununla birlikte son beş yıl içinde yapılan araştırmalar, Tanrı inancının hem uzak hem de yakın nedenleri hakkında yeni bir anlayış ortaya koyacak seviyeye ulaşmıştır. Bir özellik üzerindeki evrimsel etkiler olarak tanımlanan uzak nedenler, Tanrı inancının uyum değerine…

Deizm ve Kelam Açısından Tanrı Tasavvurları Bağlamında Nübüvvetin İmkânı Meselesi

Bu çalışmada İngiliz deizmi özelinde, vahiy konusunda deist düşünce tarafından ortaya konan argümanların, klasik kelâm ekolleri açısından bir analizi yapılmaktadır. Deizm, sadece insan aklından hareketle oluşan doğal dinin, vahye dayalı olarak var olan kurumsal dinlerden daha tam ve mükemmel olduğunu ileri sürmektedir. Bu düşüncelerini temellendirmede Tanrı’nın mükemmel ve değişmez olduğu iddiasından hareket ettikleri görülür. Bu…

Şaban Ali Düzgün’ün kelami problemlere yaklaşımı ve Türkiye’deki kelami çalışmalara katkıları

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kelam Anabilim Dalı başkanı ve Fakülte Kurulu üyesi olan Şaban Ali Düzgün ayrıca Kelam Araştırmaları Dergisi’nin kurucu editörüdür; Arapça, İngilizce ve Almanca bilmektedir; başarılı bir akademik hayata sahiptir. İnsan değişen ve gelişen bir canlıdır. Zaman; yaşantıyı, kuralları, ihtiyaçları, toplumları değiştirir ve dönüştürür. Bir nesilde garipsenen bir durum sonraki nesilde gayet normal…

  • 1
  • 2