Akāid-i Adudiyye literatüründe efʿâl-i ibâd meselesi

İnsan fiilleri yani insanın özgürlüğü ve ahlâkî sorumluluğunun nasıl tesis edileceği sorunu, İslâm düşüncesinin en eski ve köklü problemlerinden biridir. Problemin çözümüne dair sarf edilen çabalar neticesinde ilk dönemlerde cebr, kader/tefvîz ve kesb olmak üzere üç farklı yaklaşım ortaya çıkmış, ancak süreç içerisinde sözü edilen yaklaşımlar etrafında yapılan farklı yorumlara ek olarak filozofların da tartışmalara dahil edilmesiyle problem daha da genişlemiş ve derinleşmiştir. Bu durum bir taraftan insan fiilleri meselesini daha girift bir hale getirirken, diğer taraftan bu konuda oldukça zengin bir birikimin ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Modern dönemde insan fiilleri problemi üzerine yapılan çalışmaların kâhir ekseriyeti, söz konusu probleme belli bir kişi veya ekol ekseninde değinmiştir. İnsan fiilleri problemini ʿAḳāʾid-i ʿAḍudiyye literatürü bağlamında ele alan bu çalışmada ise ʿAḳāʾid-i ʿAḍudiyye literatürünün tamamı dikkate alınmış, şârih ve muhaşşîlerin efʿâl-i ibâd meselesinde ortaya çıkan farklı çözüm önerilerine ilişkin görüş, değerlendirme ve katkıları mukayeseli bir şekilde incelenmiştir. Muʿtezile’nin görüşlerinin ele alındığı birinci bölümde tefvîz düşüncesinin hangi önermeler üzerine bina edildiği, hangi aklî ve naklî delillerle nasıl temellendirildiği, Muʿtezile âlimlerinin tamamının ortak bir tefvîz anlayışına sahip olup olmadığı ve mütevellid fiiller meselesi şârih ve muhaşşîlerin değerlendirmeleri ışığında ele alınmıştır. Çalışmamızın ikinci bölümünde filozofların insan fiilleri problemine ilişkin görüşlerine değinilmiştir. Filozofların diğer metafizik konularda olduğu gibi insan fiilleri meselesini de sudûr düşüncesinden hareketle izah etme çabası, kelâm âlimlerinin çoğunluğu tarafından filozofların, akıllar ve tabiatlar gibi Tanrı dışındaki bazı varlıkların da tıpkı O’nun gibi varlık veren müessir illet olmalarını gerektireceği ve bu durumun, insan fiilleri için de geçerli olduğunu savundukları şeklinde algılanmıştır. Bu algının ne denli doğru olduğu ʿAḳāʾid-i ʿAḍudiyye literatürü bağlamında analiz edilmiştir. Bu bölümde ayrıca Muʿtezile ile İslâm filozoflarının yaklaşımlarının aynı olup olmadığı da tartışılmıştır. Tezimizin üçüncü bölümünde Ehl-i sünnet âlimlerinin kesb düşüncesi bağlamında onların hâdis kudreti müessir kabul edip etmedikleri, insan iradesinin ontik yapısına dair ne düşündükleri ve bunlarla ilintili hususlar incelenmiştir. Sünnî âlimlerin ortaya koydukları düşünceler arasında benzerlik veya farklılık bulunup bulunmadığı varsa bunların gerçek anlamda bir benzeşme veya ayrışma olup olmadığı, bu görüşlerin sonraki süreçte ne derece teveccüh gördüğü vb. hususlar şârih ve muhaşşîlerin görüşlerinden hareketle ele alınılmıştır. ʿAḳāʾid-i ʿAḍudiyye literatürüne katkı sunan şârih ve muhaşşîlerinin tefvîz, sudûr ve kesb görüşlerini değerlendirirken hem seleflerinden tevârüs ettikleri ilmî birikimi hem de yeni gelişen durumları dikkate aldıkları, bazen doğrudan ilgili görüş sahiplerini bazen de onları savunan gerek seleflerini gerekse çağdaşlarını tenkit etmek suretiyle çok yönlü ve dinamik bir tartışma yürüttükleri söylenebilir.

Başlığı: Akāid-i Adudiyye literatüründe efʿâl-i ibâd meselesi
Türü: Doktora
Bolum: Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
Sayfa Sayısı: 381
Danışman: PROF. DR. HATİCE KELPETİN ARPAGUŞ
4 Haziran 2025

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir