İslam düşünce tarihinde, inanç ve itikat konuları sürekli olarak açıklanmış ve bu konuların mahiyeti üzerine tartışılmıştır. Dört halife dönemindeki fetihlerin ardından İslam devletinin sınırları genişlemiş ve farklı dinden insanlar İslam devleti çatısı altında yaşamaya başlamıştır. Bu süreçten sonra Müslümanlar arasında sık sık tartışmalar yaşanmıştır. Bu tartışmalar, İslam inanç esaslarının kaidelerinin belirlenmesi ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Mezheplerin birbirinden farklı görüşleri ile beraber ortaya çıkan düşünce farklılıkları daha ilk zamandan amel iman ikileminde ortaya çıkmıştır. Haricîlerin büyük günah işleyeni tekfir etmesi, Mu’tezile’nin kader konusunda anlayışının farklı olması ve bunlar gibi düşüncelerin çoğalması ile beraber Müslümanlar için inanılacak genel geçer itikat esaslarının belirlenmesi ihtiyacını doğurmuştur. Tüm bu tartışmaların içinde Kelâm ilmi ortaya çıkmıştır. Kelâm ilmi, inanç esaslarını ele alır. Kelâmın ana konuları ilahiyat, nübüvvet ve sem’iyyattır. İlahiyat konusu Allah’ın varlığı ve birliği, Allah’ın sıfatları, iman-amel ilişkisi ve Allah’ın fiillerini kapsar. Nübüvvet konusu peygamberleri, peygamberliğin mahiyetini ve Hz. Muhammed’in peygamberliğini ele alır. Sem’iyyat ise ahiret, kıyamet günü ve ahiret durumları açıklanır. Bu çalışmada, Kalhâtî’nin özelinde İbâziyye’nin kelâm ile ilgili görüşlerini incelemeyi amaçladık. Çalışmamızda, bu ana konuları ele alarak Kalhâtî’nin hayatını özetledik ve ilahiyat, nübüvvet ve sem’iyyat konuları altında açıklamaya çalıştık. Ebû Abdillah el-Kalhâtî’nin“el Keşf ve’l Beyan”adlı eseri, onun Kelâmi görüşlerini yansıtan önemli bir kaynak olarak kullanıldı. İbâziyye’nin kelâm ile ilgili görüşlerini detaylı bir şekilde araştırdık ve İbâziyye için önemli bir alim olan Kalhâtî’nin bazı görüşlerinin daha detaylı bir şekilde incelenmeye değer olduğu sonucuna vardık.