Peygamberlik konusu; ilâhiyyât, nübüvvât ve sem’iyyât olmak üzere usûl-i selâse olarak bilinen İslam inancının üç ana esasından biridir. Peygamberlik kurumunun gerekliliğinin izahı ve bu kuruma yöneltilen eleştiri ve itirazlara cevap verilmesi, nübüvvet inancının temellendirilmesi açısından son derece önemlidir. Bu çalışma, Mâtürîdî kelâm ekolünün kurucu ismi Ebû Mansûr el-Mâtürîdî ile mezhebin teşekkül dönemi kelâmcılarından Nûreddin es-Sâbûnî’nin nübüvvet görüşlerinin karşılaştırmalı olarak incelenmesini odaklanmıştır. 4./10. yüzyılda Semerkant’ta yaşayan Mâtürîdî, Ebû Hanîfe’den itibaren Hanefî gelenek tarafından kabul edilen inanca dair görüşleri kelâm yöntemini kullanarak açıklamış, savunmuş ve sistemleştirmiştir. Bu sayede o Ebû Hanife çizgisinde temayüz eden Ehl-i sünnet itikadi eğilimi, kelâm mezhebine dönüştürmüştür. 6./12. yüzyılda Buhara’da yaşayan Sâbûnî ise kaleme aldığı eserlerle Mâtürîdî’nin görüşlerinin bilinirliğine ve yaygınlaşmasına katkı sağlamıştır. İmam Mâtürîdî ile Nûreddin es-Sâbûnî’nin nübüvvet anlayışlarının mukayesesine odaklanan bu çalışmada Mâtürîdî ekolünün nübüvvet konusuna yaklaşımı ele alınmıştır. Nübüvvet teması muhafaza edilerek iki mütekellim özelinde mezhep içi farklılaşmalar ve Mâtürîdî’den Sâbûnî’ye uzanan iki yüz elli yıllık dönem süreç analizine tabi tutularak incelenmiştir. Mâtürîdî ve Sâbûnî’nin peygamberlerin anlayışına dair kanaatlerinin ortaya konması suretiyle Hanefî- Mâtürîdî kelâm anlayışının 6/11. yüzyıl itibarıyla geldiği nokta ortaya konmuş ve günümüzdeki durumun tarihî arka planına dair birtakım ipuçları elde edilmiştir. Araştırmada sosyal bilimlerin ana araştırma yöntemlerinden olan literatür taraması ile kaynaklara ulaşılmış; her iki mütekellimin görüşleri değerlendirilirken eleştirel bakış açısı korunmuş ve metin oluşturulurken betimleyici (descriptive) bir dil kullanılmıştır. Mâtürîdî’nin nübüvvet konusuna eserlerinde ayrıntılı olarak değindiği, nübüvvetin gerekliliğini ortaya koymak ve bu konuda yöneltilen itirazlara cevap üretmek için aklî ve naklî delilleri kullandığı ve konuya dair özgün yorumları geliştirdiği tespit edilmiştir. Nûreddin es-Sâbûnî’nin tam bir Hanefî-Mâtürîdî kelâmcısı olduğu ve Mâtürîdî’nin görüşlerini temel referans olarak değerlendirdiği görülmüştür. Mâtürîdî’nin ortaya koyduğu kelâmî görüşleri genel olarak benimsediği ve bu görüşleri kaleme aldığı kelâm eserlerinde savunduğu görülmüştür. Ancak onun ismet anlayışı noktasında mensubu bulunduğu gelenekten ayrılarak bazı peygamberlerin“hata”işlediklerini kabul ettiğini, peygamberlerin şehirli olması gerektiği kanaatini paylaşmadığı, peygamberliğin ispatı noktasında farklı deliller kullandığı ve nübüvvet karşıtları ile mücadelesinde Mâtürîdî’den farklı olarak Haşeviyye fırkasını dahil ettiği tespit edilmiştir.