Hâricîlerle ilişkilendirilen rivayetlerin incelenmesi

Rivayet külliyatımızın en nazik, aynı zamanda nâdânın elinde, en acımasız bir hâle dönüştüğüne şahit olunan kısmı, şüphesiz fiten ve melâhim başlığı altında ele alınan rivayetlerdir. Hz. Peygamber’in, kendisinden sonra vuku bulacağını haber verdiği rivayet edilen, fitne ve fırkalar hakkındaki bu haberler, asırlar boyunca sadece Müslüman ilim dünyasının ilgisini çekmekle kalmamış, Batı dünyasında da hassaten şarkiyatçılar için mümbit bir araştırma alanı olmuştur. Biz, bu çalışmamızda fırkalarla ilgili varid olunan rivayetlerden sadece“Hâricîler”özelinde olan kısmını ele aldık. Araştırmamızda, Hâricîlerin aleyhinde varid olan rivayetler öncelikle temel hadis kaynaklarımız olan Buhârî, Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesâî, İbn Mâce, Dârimî, Malik b. Enes ve Ahmed b. Hanbel’in eserleri olmak üzere, Taberânî’nin üç mu’cemi ve diğer bazı klasik hadis külliyatında geçen ve konumuzla ilgili bölümlerde yer alan rivayetler olmuştur. Tespit edebildiğimiz kadarıyla Hâricîlerle ilgili olan ve onların aleyhinde varid olan rivayetlerin sayısı sekizi geçmemektedir. Bu rivayetlerin her birinin birden fazla varyantını göz önünde bulundurduğumuzda bu sayı hayli artmaktadır. Zira bazı rivayetlerden bir tanesinin varyantının otuz altı sayısına ulaştığı da görülecektir. Çalışmamız esnasında, rivayetlerin sayısal verilerinin artması veya eksilmesinin, haddizatında konunun çerçevesi üzerinde farklı bir etki ve değişiklik meydana getirmediğini gördük. Zira lafız ve kelimeler farklı olsa da hedef kitle ve o kitleye dönük verilen mesaj ve mefhum aynıdır. Hz. Peygamber’in vefatıyla ortaya çıkan siyasî ve kabilevî haberler, Hz. Osman’ın katledilmesiyle zirveye çıkmıştır. Akabinde Cemel ve Sıffîn vakaları ve Hz. Ali’nin ordusundan ayrılıp Nehrevân denilen yere çekilen ve onun Şam ordusuyla yaptığı ateşkesi kabul etmeyen askerleriyle yaptığı savaş sonrası, bu fitne giderek daha da önü alınmaz bir hal almıştır. Bu iç çatışma ve kardeş kavgasına bir anlam veremeyenler, olup bitenlere bakıp her iki kesimden de uzaklaşmayı, âdeta münzevi bir hayatı tercih ederken, bir başka kesim de bu fitnelere karşı kendilerini mazur görüp yaptıklarını da meşru göstermek istemiştir. Bunun sonucunda da karşısındakini haksız çıkarmak için Peygamber’in diliyle bu tür haberleri ortaya atmış olabileceği söz konusudur. Bu ve bu tür konulara benzer fiten ve melâhim haberlerinin Hz. Peygamber ile bir ilgisinin olmadığı, söz konusu rivayetlerin, siyasî ortamın belki de savaş hukukunun meşru gördüğü birer yöntem olduğu ihtimali, sözü edilen rivayetlerin Hz. Peygamber’e olan aidiyetine nazaran daha kuvvetli bir ihtimal olduğu kanaatindeyiz. Çalışmamızda vardığımız sonuç; Hâricîlerin aleyhinde varid olan rivayetlerden sened bakımından sıhhat derecesine ulaşan iki rivayetin dışında diğer rivayetlerin sened yönüyle de Hz. Peygamber’e aidiyetlerinin problemli olduğu, senedi sahih olan rivayetlerin de metin açısından Hz. Peygamber’e nispet edilmesinin zor olduğu hatta mümkün olmadığı yönünde olmuştur.

Başlığı: Hâricîlerle ilişkilendirilen rivayetlerin incelenmesi
Türü: Doktora
Bolum: Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
Sayfa Sayısı: 298
Danışman: PROF. DR. ENBİYA YILDIRIM
Yıl: 2023
4 Haziran 2025

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir