Muhatabını kâfir olmakla itham etmek ve İslam çerçevesi dışına atmak anlamına gelen tekfîr, kelam ilminin önemli terimlerinden biridir. Çoğu kez muarızını suçlu göstermek ve dış¬lamak için kullanılmıştır. Buna karşın, kelam ilmi, tekfîrin sınırlarını ve kriterle¬rini belirlemeye çalışır. Dört halife devrinin sonlarına doğru ortaya çıkan iç karışıklıklar İslam dünyasında büyük günah problemi başta olmak üzere birçok problemin ortaya çıkışına zemin hazırlamıştır. Bu problemler farklı mezhepler tarafından iman ve küfür ayrımının yapılması ihtiyacını doğurmuştur. Buna istinaden her itikâdî mezhep iman ve küfür tanımı yapmış ve bu iman tanımına uymayan kimseleri ise tekfîr etmiştir. Tekfîr İslam’ın ilk döneminde iç karışıklıklar sonucu her mezhebin kendi görüşleri çerçevesinde sıklıkla kullandığı bir araç haline gelmiştir. Tekfîr Müslümanların birlik ve beraberliğini zedelemiş ve birtakım problemlere yol açmıştır. Bir Müslümanı kâfir ilan etme anlamına gelen tekfîr şiddet içerikli dini yorumları besler ve bu anlamda önemli kavramlardan biridir. Tekfîr iki tür olarak ortaya çıkar. Birincisi inanca dayalı tekfîr, ikincisi de amele dayalı tekfîrdir. İtikada dayalı tekfîr aslında temel inanç esasları üzerinden yapılırken amelî tekfîr davranışa yöneliktir.