Mehmed Emin Üsküdârî (ö. 1149/1736) başta kelam, felsefe, mantık ve dil ilimleri olmak üzere İslâmî ilimlerin neredeyse bütün alanlarında pek çok eser kaleme almış velûd bir alimdir. Müstakil eser telifinden ziyade İslâmî ilimler geleneğinin kurucu metinleri üzerine şerhler yazan Üsküdârî, çeşitli ilim dallarındaki ilmî tartışmaların 18. yüzyıl Osmanlı düşüncesindeki izini sürmek için elverişli bir isimdir. Celâleddin Devvânî’nin (ö. 908/1502) Şerhu’l-Akâid adlı eserinde ilâhî sıfatlara ayrılan bölümlerden biri olan ilâhi ilim (ilm-i ilâhî) bahsi Üsküdârî’nin şerhine konu olmuştur. Felsefe, kelam ve tasavvuf geleneklerini bir arada yorumlama teşebbüsündeki Devvânî Şerhu’l-Akâid’inde Allah Teala’nın ilim sıfatı hakkında önemli bir polemik geliştirir. Filozofların ilm-i ilâhî bahsindeki görüşlerini üçe ayıran Devvânî, Nasîrüddîn Tûsî’ye (ö. 672/1274) nispet ettiği Tanrı’nın mümkünleri huzûrî ilimle bilmesi olarak özetlenebilecek görüşü doğrudan Tûsî’nin temsîl gücü yüksek bir pasajını alıntılamak suretiyle sıkı bir eleştiriye tabi tutar. Tûsî’nin İbn Sînâ yorumundan hareketle Tanrı’nın mümkünlere dair ilmini temellendirmenin zorluğuna işaret ettikten sonra temelde alemin hâdis ve tanrının kâdir-i mutlak oluşu prensiplerini gözeterek yeni bir çözüm geliştirmeyi dener. Ürettiği çözümün merkezine icmâlî bilgi kavramını ve mümkünlerin ilmî ve hâricî olmak üzere iki vücûda sahip olarak ilk vücûdun Allah Teala’dan îcâp ile ikinci vücûdun ise ihtiyâr ile sâdır olmasını koyar. Şerhu’l-Akâid’teki Tûsî eleştirilerini sürdürmesine ve eleştiriler akabinde geliştirilen ilm-i ilâhî yorumunu karşı delilleri ve itirazları cevaplamak suretiyle yeniden üretmesine bakılırsa Üsküdârî Devvânî’nin yaklaşımını benimsemiş gözükür. Bu tezde, Üsküdârî’nin biyografisi yeniden ele alınmış, Üsküdârî hakkındaki literatür gözden geçirilerek tespit edilen karışıklıklar giderilmiş, Üsküdârî’nin eserlerinin kapsamlı bir dökümü sunulmuş ve Devvânî’nin Şerhu’l-Akâid’inin ilim bahsi üzerine yazdığı şerhin ayrıntılı bir muhteva analizi yapılmıştır.