İbn Humeyr es-Sebtî’nin kelam düşüncesinde sem’iyyât
Eş’arîliğin Mağrib’de tanınma ve yayılması hicrî IV-VI. yüzyıllara tekabül etmektedir. Bu yüzyıllarda pek çok âlim yetişmiş, eserleri bugüne kadar gelmiştir. Son zamanlarda yapılan araştırmalarda zikrettiğimiz yüzyıl aralığında, Mağrib’de yetişmiş olan âlimler ve onların eserlerine ulaşılmış; yapılan tahkik ve incelemelerle eserleri kelam ilmine kazandırılmıştır. Bu isimlerden biri de İbn Humeyr es-Sebtî’dir (ö. 614/1217). Bu çalışmada Mağrib…
Ebü’l-Muîn en-Nesefî’de Burhan-ı Temânû’
İslâm dininde yaratıcının birliği (tevhîd) inanç esaslarının temelinde yer alır. Nitekim inanç esaslarının açıklamasını ve savunmasını yapmayı kendine görev edinen kelâm ilmi de bu meseleye büyük önem atfetmiştir. Kur’ân’ın Allah’ın birliğine verdiği önem yanında kelâm ilminin teşekkül ettiği dönemde çok Tanrılı inanca sahip İslam dışı akımların bulunması mütekellimlerin eserlerinde yaratıcının birliği üzerinde durmalarına; Allah’ın varlığına…
Kelam literatüründe meûnet kavramı ve imkânına dair tartışmalar
Harikulade kavramı, alışılmışın dışında tabiattaki işleyişi belirli zamanlarda bozan tabiatüstü olaylar ve âdet dışı hadiseler için kullanılan bir terimdir. Kelam literatüründe harikulade hadiseler nübüvvet başlığı altında ele alınmaktadır. Kelam düşünürleri harikulade olayların varlığını kabul etmekle birlikte kapsamı hakkında farklı görüşler ileri sürerler. Mutezilî düşüncede harikulade olaylar mucize ile sınırlı tutulmakta, diğer olağanüstü olaylar kabul edilmemektedir….
Fahreddin er-Râzî’nin imamet anlayışı
Hilafet/İmâmet tartışmaları, Hz. Peygamber’in vefatından sonra İslam toplumunda görülen ilk ihtilaftır. Devlet başkanının kim olacağı ile ilgili Kur’ân ve Sünnet’te açık bir nassın bulunmayışı, çözümün ümmete bırakıldığı şeklinde yorumlanmış ve sahabi bu sorunu kendi içtihadına göre çözmüştür. Her ne kadar İslam toplumunda yaşanan ilk kriz bu şekilde çözülse de bu konuda kesin kuralların olmayışı ve…
İhvân-ı Safâ risalelerinde islam mezhepleri
Bu çalışma IV./X. yüzyılda, Abbasîlerin son zamanlarında Basra’da toplumsal kamplaşmaların ortasında beliren İhvân-ı Safâ topluluğunun kaleme aldığı Risaleler’i, İslam Mezhepleri Tarihi açısından değerlendirmeye odaklanmıştır. Kendilerini İhvân-ı Safâ ve Hullân-ı Vefâ Ehl-i Adl ve Ebnâ-i Hamd olarak isimlendiren bu gizli topluluk, dört bölüm olarak sınıflandırdıkları 52 risale ve Risâletü’l-Câmia’dan oluşan eserlerinde mezheplere dair görüşlerini konulara mezcetmişlerdir….