Tezler

Tarihsel süreçte İmâmiyye-Mutezile ilişkisi

İmâmiyye-Mutezile ilişkisi II./VIII. asrın ilk yarısında başlamıştır. Bu tarihten III./IX. asrın ortalarına uzanan dönem, İmâmiyye ile Mutezile arasında ciddi bir rekâbetin varlığına işâret etmektedir. İki ekolün mensupları arasındaki münâzaralar ve oluşturulan reddiye literatürü bunun canlı şâhidi konumundadır. Bu dönemde felsefeyle beslenen Mutezile, akılcı din anlayışını benimsemiş, tevhitte mutlak tenzihi, adâlette insanın tam hürriyetini savunmuştur. İmâmiyye…

Modern Mısır’da nübüvvet tartışmaları -Şeyhulislam Mustafa Sabri Efendi ve Muhammed Ferid Vecdi örneği-

On dokuzuncu ve yirminci yüz yıllar özellikle Batı düşüncesinin meydan okumaları karşısında yeni ilmi kelam arayışlarının yoğun bir şekilde icra edildiği zaman dilimi-dir. Mısır, bölge olarak tarih boyunca İslami ilimlerde üretken yazarlara ev sahipli yapmış önemli bir ilim havzasıdır. Modern Mısır’da Nübüvvet Tartışmaları -Şeyhulislam Mustafa Sabri Efendi ve Muhammed Ferid Vecdi Örneği- isimli bu ça-lışma…

İbn Arabi ve Derrida düşünceleri ekseninde kötülük problemi

Kötülük problemi, din felsefesinin temel konularından biri olup hem felsefeyi hem de dinleri ilgilendirmektedir ve çeşitli açılardan teolojik ve felsefi olarak ele alınmıştır. İlgili literatür incelendiğinde birçok teolog ve filozofun kötülük problemine dair çeşitli açıklama ve yorumlar getirdiği görülmektedir. Oldukça farklı düşünce gelenekleri ve dönemlerinin öne çıkan isimleri olan İbn Arabi ve Jacques Derrida’nın geliştirdikleri…

İlk dönem Şiî tefsirlerde mezhebi eğilimler -Kummî örneği-

İlk dönem Şiî tefsirlerde mezhebi eğilimleri Kummî özelinde incelemeyi amaçlayan bu çalışma giriş ve iki bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde çalışmanın konusu, önemi, kaynakları ve metodu ortaya konulmaktadır. Birinci bölümde İslam’da mezhep olgusu, Şia’nın ortaya çıkışı ve tarihi gelişimi kısaca ele alınmakta; mezhebi tefsir ve Şiî tefsir anlayışı olguları değerlendirilerek Kummî’nin hayatı, eserleri ve Tefsiru’l-Kummî isimli…

Ebü’l-Muîn en-Nesefî’nin Hüsün-Kubuh anlayışı

Mâtürîdîliğin önde gelen isimlerinden Ebü’l-Muîn en-Nesefî, geliştirmiş olduğu kelâmî yöntemler ile gerek yaşadığı devir ve gerekse sonraki dönemlerin Müslüman düşüncesi üzerinde etkili olan bir kelâm bilginidir. Kendisi, Mâtürîdîliği sistemleştiren kişi olarak kabul edilmesinin yanı sıra yönteminin özgünlüğü onu ekol içerisinde önemli bir konuma ulaştırmıştır. Nesefî’nin metot ve bilgi birikimini sergilediği konulardan biri hüsün-kubuh meselesi hakkındaki…

Din felsefesi açısından cennet ve cehennemin imkân ve mahiyeti

Bu tezde ölüm sonrasına dair önemli bir konu olan cennet ve cehennemin imkân ve mahiyeti meselesi, mitler, dinler, felsefe ve din felsefesi bağlamında ele alınmıştır. Tez iki bölümden meydana gelmektedir. Tezin birinci bölümünde mitoloji ve dinler ekseninde cennet ve cehennemin mahiyeti ele alınmıştır. Mitoloji ve dinlerde cennet ve cehennemin hangi kavram ve içeriklerle ele alındığı…

Aklın epistemolojik değeri açısından mu’tezile ve selefiyye mukayesesi

İslam düşüncesinin en kritik kavramlarından birisi olan akıl, Allah ile insan arasındaki bağın en anlamlı noktasını oluşturmaktadır. İnsanı diğer canlı varlıklardan ayıran akıl, insandaki işlevsel formuyla epistemolojik bir değer kazanması sonucu daha anlamlı bir hale gelmiştir. Böylece epistemoloji biliminin içerisinde vazgeçilmez bir yeri olan aklın, düşüncelerle ortaya konulan verilerin sistemli bir hal almasıyla katbekat değer…

İlâhî sıfatlar ekseninde Eşʻarî kelâmının değişim süreci

İslâm mezhepleri içerisinde, Sünnî ekolün iki temel mezhebinden birini teşkil eden Eşʻarîlik, İslâm inancını savunma misyonu yüklenen kelâm ilmine dair ortaya koyduğu görüşler ve problemleri çözmede kullandığı yöntemlerle İslâm düşüncesinin gelişmesine önemli katkılarda bulunmuştur. Eşʻarî kelâmı hicrî II. ve III. asırda kelâmın en önemli konularından birini oluşturan, günümüze kadar da güncelliğini koruyan ilâhî sıfatlar problemi…

Yezîdîlik ve temel inançları

Günümüzde yeni bir din iddiasında olan Yezidilik, tarih içerisinde geçirdiği süreç dikkate alınarak değerlendirilmesi gereken senkretik yapıda bir harekettir. Adi b. Müsafir, 11. yy.da Hakkari- Laleş Bölgesi’ne gelerek Adeviyye tarîkatini kurmuştur. Sünni çizgide başlayan Adeviyye tarîkati, zaman içerisinde çeşitli sosyal ve kültürel sebeplerle Yezidi hareketine evrilmiştir. İnanç unsurları ve ritüelleri sünni bakış açısı ile değerlendirildiğinde…

Abdullah Azzâm ve cihâdî selefiliğin teşekkül süreci

Selefîlik, İslâmın ilk üç kuşağının inanç alanındaki görüşlerini olduğu gibi muhafaza etmeyi ilke edinen itikâdî/siyâsî nitelikli, İslâmî bir düşünce okuludur. Selefî düşünce, daha çok Ahmed b. Hanbel’in (ö. 241/855) kurucusu olduğu Hanbelî mezhebi içinde varlığını sürdürmüştür. Sünnet odaklı, itikâdî konularda te’vil karşıtı bu damar, İbn Teymiyye (ö. 728/1328) ile birlikte siyâsî iktidara ve düşünsel muhaliflerine…