Tanrı’nın varlığına ilişkin zorunlu aposteriori argümanın imkanı
Tanrı’nın varlığına ilişkin temel argümanlar, filozofların zorunluluğun doğasına ilişkin yaklaşımına göre şekillenmiştir. Dünyanın yapısını zorunlu gören ve bu zorunlu yapıyı Tanrı ile ilişkilendiren filozoflar aposteriori; zihnin yapısını zorunlu gören ve bu zorunlu yapıyı Tanrı ile ilişkilendiren filozoflar ise Tanrı inancını apriori argümanlar ile temellendirmeye çalışmışlardır. İnsan aklına ve dışsal bir mekana bağlı olan zorunluluk anlayışı…
Elfaz-ı küfür literatürünün tekfir ve tebliğ bağlamında değerlendirilmesi
Bu tezde Kelâm ilminin en önemli konularından iman ve küfür meselesinin elfâz-ı küfür bölümü ve literatürü ele alınmıştır. Kişinin Peygamber (sav)’a ve Allah’tan getirdiklerine inandım demesi zahiren iman dairesine girmesi için yeterlidir. Kişinin iman dairesinden çıkmasına sebep olan sözlere ise dini literatürde elfâz-ı küfür denilmektedir. Tezde ayrıca elfâz-ı küfre ait yazma eserlerin tanıtımı yapılmış ve…
İmâmiyye Şîa’sına göre tevhid, nübüvvet ve İmâmet’in Kur’âni temelleri
İmâmiyye tefsirlerde imâmet konusu başta olmakla tevhit ve nübüvvet konularına hangi âyetleri nasıl delil getirdiği merak konusudur. Yaptığımız çalışma; bu konuların incelenmesi ve yüzyıllar süren kavgalara, ayrılıklara neden olan imâmet meselesinin anlaşılması, ilmî yöntemlerle analiz edilmesi ve buradan sonuçlar çıkarılmasına yöneliktir. İmâmiyye mezhebinin tevhid, nübüvvet ve imâmet konuları incelenirken imâmet konusunun mezhebin esas konusu olduğu…
Mustafa Sabri Efendi’nin pozitivizm eleştirisi
Modern dönemde özellikle, Descartes’in mekanizmi, David Hume ve Immanuel Kant’ın tecrübe ve akla yönelik itiraz ve eleştirileri, darwinizmin canlı türlerinin oluşumuna yönelik açıklamaları vb. fikirler, dini açıklamalar ve inançların sorgulanmasında etkili olmuştur. Bu durum neticede“âlemde görünenden başka bir şey yok”ilkesiyle pozitivist bir dünya anlayışını tesis etmiştir. Bu düşünce için tek geçerli bilgi pozitif bilgi olup…
Ebu Ali el-Cübbâî’nin Kitâbü’l-Makâlât isimli eserinin İslam mezhepleri tarihi açısından incelenmesi
Mu’tezile, Hicri II. yüzyıldan itibaren İslam düşüncesinde dini ve siyasi açıdan önemli rol oynayan bir düşünce ekolüdür. Emevi hilafetinin son dönemlerinde büyük günah meselesi, Allah’ın sıfatları ve kader gibi konular etrafında şekillenen Mu’tezile, Abbasi hilafeti döneminde tercüme hareketlerinin etkisiyle güçlenmiş ve devletin resmi mezhebi haline gelmiştir. Görüşlerini“Usul-i Hamse”olarak bilinen beş temel esasla sistematize eden bu…
Danıel C. Dennett ve yeni ateizm
Bu tez yeni ateizm temsilcilerinden Daniel C. Dennett’ın bilinç ve dine ilişkin evrimci yaklaşımı hakkındadır. Yeni ateizm günümüzde natüralist evrimci yaklaşımlarıyla dine ve Tanrı fikrine karşı sert tavırlarıyla bilinen bir ateizm türüdür. Bu çalışmada öncelikle ilk bölümde yeni ateizmin ne olduğu, temel iddiaları ve öne çıkan temsilcileri hakkında bilgi verilmiştir. Daha sonra ikinci bölümde Dennett’ın…
Mârifetullah: İman, delil ve sorumluluk ilişkisi (Mâtürîdî örneği)
Akıl-iman ilişkisi bağlamında Tanrı’nın varlığının bilinebilirliğiyle ilgili tartışmalar, felsefe ve din alanında önemli bir sorun alanı olagelmiştir. Duyuya konu olmayan Tanrı’nın varlığının bilgi konusu olup olmadığı, bilgiye konu ise ne tür bir bilgiyle ve nasıl bilineceği cevabı merak edilen sorulardan bazılarıdır. Tezimiz bu anlamda iki temel soruna odaklanmış olup bunlar aynı zamanda tezimizin iki ana…
İmam Mâturîdî ve Cemaleddin Gaznevî’nin nübüvvet anlayışları
Nübüvvet meselesi beşer tarihi boyunca insanlar tarafından her zaman tartışma konusu olmuştur. Bu tartışma İslâm Mezhepleri Tarihi’nde de ilk dönemden günümüze kadar tartışılagelmiştir. Bu açıdan bakıldığında nübüvvet kavramı araştırmaya değer bir konudur. Zira nübüvvet kavramı itikadî ve siyasi mezhepler arasında farklı şekillerde anlaşılmış, bu nedenle de çok farklı yorumlara yol açmıştır. Bu açıdan bakıldığında İslâm…
Fâil-i muhtâr Allah tasavvurundan geleneksel Sünnîlik lehine evrilme sürecinde eşari ve Eşarilik
İmam Eş’arî’nin, fâil-i muhtâr Allah tasavvurunu düşüncesinin mihverine yerleştirmesi, Mutezili anlayıştan kopmasıyla sonuçlanmıştır. İbn Fûrek ve Bâkıllânî kuşağının faaliyetiyle sistemleştirilen bu düşünce etrafında Eş’arîlik bir mezhep hüviyetiyle varlık kazanmıştır. Kelamcıların temsiliyetinde akılcı karakteriyle ön plana çıkan Eş’arîlik, hadisçilerin temsiliyetinde Geleneksel Sünnîlik (Ashâbü’l-Hadis) anlayışıyla uzlaşımcı bir mahiyet kazanmıştır. Bu anlayışı destekleyecek bir hafızanın inşa edilmesiyle İmam…
İmam Mâturîdî ve Zemahşerî’nin ilâhi azap ve helâk konusuyla ilgili görüşlerinin kelâmî açıdan değerlendirilmesi
Bu çalışmada Ehl-i sünnet kelâmının Mâtürîdiyye kolunun kurucusu İmam Mâtürîdî ile Mu’tezile mezhebinin son dönem temsilcilerinden olan Zemahşerî’nîn ilâhî azap ve helâk ile ilgili yapmış oldukları yorumların mukayese edilerek mezhebi kimliklerini ilgili meseleye nasıl yansıtmış olduklarını tespit etmeye gayret edilmiştir. Dirayet yoluyla Kur’an yorumunun öncüsü olan İmam Mâtürîdî ve ondan iki asır sonra aklî istidlalleri…