Şemseddin Sivâsî’nin hayatı, görüşleri ve bid’at anlayışı bağlamında râfizîlik eleştirisi
Anadolu’nun kadîm şehirlerinden Sivas, Selçuklu Devleti’ne başkentlik yapmış, medreseleriyle tam bir ilim yuvası haline dönüşmüş kültür şehridir. Moğol istilası ile bu kültür birikimi zarar görmesine rağmen ticaret ve göç yolu üzerinde bulunması nedeniyle Osmanlı Devleti zamanında da söz konusu önemini koruyarak, alîmlerin ve avâmın hicret ettiği mâmur bir şehir olmuştur. Horasan’dan Sivas’a göç eden Türkmen…
Âlemin ezeliliği tezine yönelik Gazâli eleştirilerinin genel bir değerlendirmesi
Yaratma konusu, Tanrı’nın diğer niteliklerini ve Tanrı ile evren arasındaki ilişkiyi anlamada anahtar kavramlardan biridir. Zira bu konu, Tanrı’nın bilgisi, irade, yarattıklarına benzememe, olasılık, nedensellik, varlık-tabiat ilişkisi, ezelî yaratılış, yoktan yaratma gibi daha birçok önemli konuyu içermektedir. Felsefe ve teolojik düşünce geleneğinde yaratma konusu iki temele dayanmaktadır. Biri kelamcılar tarafından yaygın olarak ifade edilen“zamansal bir…
İnanç bağlamında yedi harf-vahiy ilişkisi
Çalışmamız giriş dahil olmak üzere dört bölümden oluşmaktadır. Girişte çalışmanın konusu, amacı, yöntemi ve kaynakları üzerinde durulurken ikinci bölümde dilin kökenine dair teoriler değerlendirilmiştir. Bu bölümde dilin kökenine dair iki temel yaklaşım ele alınmış ve bu teorileri savunan ilim adamlarının düşüncelerine yer verilmiştir. Üçüncü bölümde vahyin mahiyeti üzerinde durulduktan sonra yedi harf meselesiyle ilişkisi ele…
Sirâceddîn Urmevî’de ulûhiyyet ve Fahreddîn Râzî eleştirisi
Bu çalışma, Fahreddîn er-Râzî ve Siraceddîn el-Urmevî şahıslarında tecessüm etmiş kelâmî-felsefî dönemin en temel problemlerini, çözüm yollarını ve Râzî-Urmevî mukayesesini ortaya koymaktadır. Bu amaçla söz konusu çalışmada kelâmî-felsefî dönemde merkezi bir öneme sahip olan bilgi, varlık, yokluk, varlık-mahiyet ilişkisi, zorunlu varlığın ispatı, sıfatları, zat-sıfat ilişkisi, bazı metafizik kavramların geçirdiği içeriksel dönüşüm, kıdem-hudûs, imkân-mümkün ilişkisi ve…
Ebü’l-Hüseyin el-Basrî’nin kelam sistemi
Son dönem Muʿtezile’sinin en önemli kelâmcılardan biri Ebü’l-Hüseyin el-Basrî’dir. Kendisinden sonra Muʿtezilî düşüncesinin farklı bir boyuta evrilmesini sağladığı gibi kelâm-felsefe ilişkisinin de öncülerinden olan önemli bir halkanın da temsilcisidir. Ebü’l-Hüseyin el-Basrî’nin eserlerinin büyük bir çoğunluğu maalesef günümüze ulaşamamıştır. Lakin gerek takipçileri gerek farklı mezhep ve ekollerden âlimler tarafından alıntılanmış ve sürekli atıf yapılmıştır. Özellikle kendisinden…
Aşırı Şii fırkalarda Tanrı’nın cisimlendirilmesi inancının gelişim süreci
İnsanlık tarihine baktığımızda her dinin inanç sisteminde yaratıcının belli özelliklerde açıklandığını görmekteyiz. Çünkü insanın yaratıcıyı çeşitli tasavvurlarda açıklama isteği insanın zihninde bulunan boşluk veya belirsizliği kabul edememe durumundan kaynaklanmaktadır. İnsan soyut düşüncede bile olsa boşluğu veya belirsizliği kabul etmek istemez. O boşluğu netliğe kavuşturan düşüncelerin arayışı içinde olur. Gulat fırkalarda bu düşünceleri netliğe kavuşturur. Her…
Lise öğrencilerinin ahlâkî değerlerinin kelâmî açıdan değerlendirilmesi (Diyarbakır örneği)
İnsanlık tarihi boyunca ahlâk, toplumların düzeni, bireylerin hem dünyevî hem de uhrevî mutluluğu açısından vazgeçilmez bir unsur olmuştur. Disipliner bir yapıya sahip olmasa da teorik anlamda en eski toplumlarda bile bazı ahlâkî değerlerin var olduğu kabul edilmektedir. Günümüz dünyasında ve yaşadığımız toplumda da farklı ahlâk anlayışları ve değer alanlarının olduğunu görebilmekteyiz. Özellikle gençlerimizin ahlâkî tavırlarının…
İmamiyye Şia’sına göre imamet
Bazı alanlarda yapılan çalışmalar, eksik veya yanlış olduğu için ihtiyaca cevap vermemesi bakımından yeniden ele alınması gerekebiliyor. Bunun farklı sebepleri vardır: Araştırılan konu herhangi bir mezhebin hassas konusu ise aynı hassasiyeti korumaya çalışarak doğru bir şekilde araştırılmalı ve açıklanmalıdır. Ayrıca, bir mezhebin görüşü ele alındığında farklı mezheplerin kaynaklarına da müracaat edilmeli ve taassuptan uzak bir…
Kâdî Abdülcebbâr’da Hz. Muhammed’in peygamberliğinin ispatı
Bu çalışmada hicri dördüncü yüzyılda yaşayan ve İslâm’ın akılcı ekolü Mu’tezile’ye mensup Kâdî Abdülcebbâr’da Hz. Muhammed’in peygamberliğinin ispatı incelenmiştir. Müellifin görüşleri tespit edilirken kendi eserleri olan el-Muğnî fî Ebvâbi’t-Tevhîd ve’l-Adl, Şerhu’l-Usûli’l-Hamse ve Tesbîtü Delâili’n-Nübüvve en çok yararlanılan kaynaklar olmuştur. Çalışmamız giriş ve üç bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde çalışmanın konusu, amacı, yöntemi ve kaynakları açıklanıp, Kâdî…
Eşari usulcülerin nakli delil teorisinin usul ve kelam açısından analizi
Naklî delil, dinî ilimlerin temel dayanaklarından biri olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle, vahyin tamamlanmasının ve İslam’ın farklı milletler arasında yayılmasının ardından, Müslüman âlimler hemen naklî delilin hüccet olmasını temellendirme, onu yanlış anlamalardan koruma ve karşılaşabileceği sorunları ele alma gayreti içine girmiştir. İslam düşüncesi içerisindeki farklı ekoller, kendi bilgi teorileri çerçevesinde naklî delilin temellerini ve onu…