İbn Hazm’ın Mürcie’den Saydığı Ekollerin İman Tanımlarına Yönelttiği Eleştiriler
Mürcie, siyasî ve itikadî bir fırka olarak büyük günah işleyenlerin durumlarını Allah’a havale edip, dini anlamdaki sorumlulukları hakkında fikir beyan etmeyen kişilere verilen ortak bir isimdir. Bununla beraber Mürcie hakkında “amelleri niyet ve inançtan sonraya bırakanlar”, “büyük günah işleyenlere ümit verenler” veya “imanı sırf dille ikrardan ibaret görenler” şeklinde çeşitli isimlendirilmeler de yapılmıştır. Mürcie, Emevîler’in…
İmâmiyye Şîası’nın Aşere-i Mübeşşere’ye Yaklaşımı
Sünnî toplumlarda büyük bir meşruiyet zeminine ve şöhrete sahip olan Aşere-i Mübeşşere mevzusunun İmâmiyye Şîası’nda nasıl işlendiğini bilmek onların konuyla ilgili tasavvurlarını delilleriyle serdetmek bütüncül bir bakış açısı için önem arz etmektedir. Bu çalışmada Ehl-i Sünnet ve İmâmiyye Şîası hadis kaynaklarında geçen Aşere-i Mübeşşere ile ilgili rivayetler incelenmiş ve Şîa’yı farklı bir bakış acısına sevk…
Ehl-i Hadîsin Akâid Literatüründe Eleştirel İsimlendirmeler Üzerine Bir Değerlendirme
Bu makale hicrî ilk üç asır Ehl-i hadîs âlimlerinin akâid literatüründe yer alan bazı eleştirel isimlendirmeleri tespit ve tahlîl etmeyi amaçlamaktadır. Özellikle Emevî devletinin sonlarına doğru şiddeti artan kelâmî tartışmalarda hadîs âlimleri sapkın olarak nitelendirdikleri düşünce ekollerine karşı mücadele etmek gayesiyle çeşitli eserler telif etmişlerdir. Bu eserlerinde onların, eleştirdikleri şahısları ve grupları çeşitli isimlerle niteledikleri…
Kâinatın Yaratılışı ve Yok Oluşu (Tefsirler ve Modern Bilim Işığında)
İnsanlık âlemi, fani dünyaya geldiği andan itibaren gaye-i vücudu hep merak etmektedir. Bu nedenle nerden gelip nereye gideceği; içinde yaşadığı özelde yerkürenin, genelde kâinatın, gökyüzünün nasıl, niçin oluştuğu ve sonunda neler olacağı gibi soruları cevaplamak için çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalar dini kaynaklar ve bilim ışığında yapılmaktadır. Kâinatın yaratılışı; Kur’ân-ı Kerim’de yerlerin ve göklerin birleşikken ayrılması…
İmâmiyye Şîası Rivâyet Kaynaklarına Göre İmâmların Allah’a İnanmayanlara Getirdikleri Aklî Deliller
Kişinin rabbini tanıması ya da inkâr etmesi insanlık tarihi kadar eskidir. Bezm-i elestle başlayan bu mesele, insan var olduğu müddetçe devam edecektir. Tarihin her döneminde münkirlere Allah’ın varlığını ispatlamaya çalışan âlimler hep olmuştur. Şîa imâmları da bunlar arasında takip ettikleri metodla temayüz etmişlerdir. Onlar, hem fıtrî hem de aklî delillerle, birbirlerinden farklı fikir ve düşünceye…
Âlemin Ötesine Uzanan El: Mu‘tezile’nin Basra ve Bağdat Ekolleri Arasında Boşluk/Halâ Tartışmaları
Kelâmda boşluk fikrini atomculuğun kabulüyle başlatmak mümkün olsa da konuyla ilgili asıl tartışmaların Yunan felsefî mirasının İslam dünyasına aktarılmasından sonra gün yüzüne çıktığı görülmektedir. Kelâm literatüründe, felsefî gelenekte olduğu gibi boşluğun iki türü olduğu kabul edilmiştir. Bunların ilki âlemin dışında/ötesinde bulunan haricî boşluktur (ekstra-kozmik), ki bu tarz bir boşluğun olup olmadığı problemi kelâm kaynaklarında “âlemin…
Teftâzânî’nin Düşünce Sisteminde İnsanî Nefsin Varlığı ve Hakikati
İnsanî nefsin mahiyeti/hakikati sorunu, İslâm düşüncesinde farklı yönleriyle inceleme konusu olmuş ve âlimler tarafından çeşitli yaklaşımlar ileri sürülmüştür. Mütekaddimîn kelamcılarının aksine müteahhirîn kelâmcıları takip ettikleri yöntem ve telif üslubu gibi sebeplerden dolayı genelde nefsin mahiyetini tartıştıkları bölümde görüşlerini açıkça belirtmemişlerdir. Müteahhirîn döneminin önde gelen kelamcılarından Teftâzânî de eserlerinin nefisle ilgili bölümlerinde, bir taraftan cismânî nefis…
Dinî Dışlayıcılık Söylemi İnşa Eden Neo-Klasik Selefî Anlayışın Eleştirisi: Dilin Epistemik Değeri Hakkında Fahreddin Râzî’ye Yöneltilen Tenkitler Özelinde Bir Değerlendirme
İlâhî metnin nasıl yorumlanacağı, özellikle de akıl-nakil çatışmasında bunlardan hangisinin önceleneceği konusunda belirli ölçütlerin olması gerektiğini söyleyen Râzî, bu bağlamda dilsel delâletin zannîliği teorisini geliştirir. Râzî’nin bu nazariyesine göre lafzî deliller; lügat bilgisinin, sarf ve nahiv kurallarının günümüze intikalinde yaşanması muhtemel olan hatalar ile mecaz, iştirâk ve nakil gibi farklı dil olasılıklarına maruz kalır. Dolayısıyla…
Aklın İmkânı ve Sınırı: Fahreddin Râzî’ye Göre Genel ve Özel Metafizik Bilginin İmkânı
Bu makalede Râzî’nin metafizik bilginin imkânı hakkındaki görüşleri incelendi. Öncelikle Râzî’nin metafizik bilinenleri, zat ve varlık, genel (icmâlî) ve ayrıntılı (tafsîlî) bilinenler şeklinde bölümlemesi betimlendi. Râzî’nin genel metafizik bilgiyi mümkün gördüğü birkaç başlık altında incelendi. Bu başlıklar altında varlık kümesinin duyulur âlemden daha geniş olduğu, teorik düşüncenin metafizik bilgi verdiği, nazarî delillerin bir yaratıcının varlığı…
Kelâm Atomculuğunun Tümel Modeli: Cüveynî Örneğinde Hâller Teorisi
İmâmü’l-Haremeyn Ebü’l-Meâlî el-Cüveynî (ö. 478/1085) ve öncesi Eş‘arî kelâm sisteminde yer alan hâller teorisi, bu sistemin tümeller anlayışı şeklinde değerlendirilebileceği gibi ortak hakikatler şeklinde de değerlendirilebilir. Ancak bu dönemde söz konusu teoriyi savunanlar ve savunmayanlar olmak üzere iki farklı hakikat anlayışı göze çarpar. Hâlleri reddedenler hakikatleri nominal çerçevede değerlendirirken, bu teoriyi savunanlar ise realist bir tavırla mevcutlar için ortak hâl…