Ara Dönem Hanefî-Mâturîdî Düşüncesinde İmâmet ve Hilâfet (Hicri 6-7. Asırlar)
Mâturîdîliğin, İslâm düşüncesi içerisinde kendine mahsus seyrine baktığımızda Ebü’l-Muîn en-Nesefî ile Sadrüşşerîa arasında geçen zamanı “ara dönem” olarak isimlendirmek mümkündür. Bu dönem; mütekaddimûn devri kelâmına mahsus hususiyetler taşımakla beraber tam olarak müteahhirûn devri kelâmı özelliklerini göstermediği için ara dönem olarak ele alınmıştır. Genelde İslâm siyaset düşüncesi, özelde imâmet/hilâfet bahisleri için bu dönemin kendine özgü tarafları…
İslâm Kelâmında Kader
Kur’ân, insanı irâdeli ve hür bir fâil olarak kabul etmiştir. Buna uygun olarak cebrî anlayışları reddetmiş ve kınamıştır. Bununla beraber Kur’ân, bütün olayların önceden belirlenmesi anlamında bir “kader” anlayışını da ihtiva etmektedir. Gerek Kur’ân’da ve gerekse hadislerde, Kelâm ilminde tartışıldığı şekliyle bir kader ve insan fiilleri söz konusu değildir. İlk müslümanlar konuyla ilgili sorularını “kader”…
İslâm Kelâmında Sümeniyye ve Berâhime’nin Nübüvvet Anlayışlarına Eleştiriler
Nübüvvet insanlık tarihi kadar eski bir konudur. Her ne kadar nübüvveti inkâr edenler olsa da dünya tarihine bakıldığında peygamberlerin insanlık tarihi üzerinde çok büyük etkileri olmuştur. Öyle ki günümüz modern dünyasında kullandığımız miladi takvimin başlangıcı dahi bir peygamber olan Hz. İsa’nın doğduğu yılı esas alır. Her devirde ve her toplulukta peygamberlerin izlerine rastlamak mümkündür. Nübüvvet…
Fırka-i Nâciye [Kurtuluşa Eren Fırka] (İnceleme-Metin)
İslâm âlimleri erken dönemlerden itibaren İslâm Mezhepleri Tarihi sahasında “makâlât” türünde çeşitli eserler telif etmeye başlamışlardır. Bu eserlerin önemli bir kısmı günümüze ulaşmış ancak özellikle ilk dönemlerde kaleme alınan bazı eserler günümüze ulaşmamıştır. Sahada kaleme alınan eserler İslâm düşünce geleneğinin geçirmiş olduğu evrelere uygun olarak Osmanlı’ya dek devam etmiş ve böylece bir yandan büyük bir…
Mu’tezile’de Varlık, Akıl ve Dil;Kadî Abdülcebbâr Özelinde Bir Analiz
Dil, düşünce ve varlık ilişkisi, düşünce tarihi boyunca merak konusu olmuş kadim problemlerden biridir. “Kelimeler (dil), mânaların kalıplarıdır” ve “Kelime beden, mâna ise ruhtur” gibi özdeyişlerle ifade edildiği üzere dil, asıl maksat olan anlamın taşıyıcısıdır. Anlam, bilen özne konumundaki insanın, düşünce yetisi olan aklı sayesinde varlığı yorumlama ve anlamlandırma çabasının sonucunda elde ettiği bilgi birikimidir…
Teodise ve Deizm’e Kur’an’dan Cevaplar
Çalışmada bir bütün olarak ve sürekli bir biçimde, evrenin yaratıcısının Allah olduğu önce ispatlanır, sonra da ısrarla vurgulanır. Evrenin yegâne yaratıcısının Allah olduğu ve oluşun bütünüyle ona nispet edilmesi gerektiğine dikkat çekilir. Allah’ın evrene müdahalesinin farklı vakıalar üzerinden kavranması sağlanarak Allah’ın evrene müdahalesinin tekdüze olup olmadığı ve farklı yollarla ve amaçlarla evrenle temas edip etmediği sorgulanır….
Vehhâbîliğe Yazılan Reddiyeler ve Analizi Osmanlılar Dönemi (1732-1818)
Din-mezhep-kültür ilişkisi bağlamının en özgün örneklerden biri olan Vehhâbîlik, tarihî, coğrafî, dinî, bireysel, toplumsal ve zihinsel-psikolojik kökleri/boyutları ile bir bütündür. Vehhâbîlik, İbn Abdülvehhâb hayatta iken siyasî bir boyut kazanmış ve kurumsallaşarak mezhebe dönüşmüştür. İlk kez bir mezhebin tenkidine yönelik edebiyatın tasnifi ve derinlemesine analizine odaklanılan bu çalışma ile Vehhâbî olgunun hangi tarihsel, toplumsal, zihinsel hatta…
Hanbelî Literatürün İslam Mezhepleri Tarihi Kaynakları Geleneğindeki Yeri
Hanbelî Literatürün İslam Mezhepleri Tarihi Kaynakları Geleneğindeki Yeri başlıklı çalışma; mezhebin kaynaklarını ve ele aldığı konuları tam olarak anlayabilmek için Hanbelîliğin genel tarihini, kıyaslama yapabilme adına diğer mezheplerin kaynaklarını ve son olarak Hanbelîğin erken dönem mezhepler tarihi ile ilgili çalışmalarını konu edinmiştir. Hanbelîlik; itikadî ve fıkhî yönü ile birlikte zühde dayalı yaklaşımıyla farklı alanlara temas…
Evâ’ilü’l-Makâlât
Şîa-Mu‘tezile etkileşiminin yoğun olduğu bir dönemde yaşayan Şeyh Müfîd, -Mu‘tezile’nin akılcılığından fazlasıyla etkilenmiş olmasına rağmen- Şiî kelamının özgünlüğünü ortaya koymak, eğer bir etkileşim varsa Mu‘tezile’nin Şîa’dan etkilendiğini delilleriyle göstermek ve böylece İmâmiyye’nin imamlar döneminden itibaren özgün ve müstakil bir ekol olduğunu ispat etme gayreti içinde olmuştur. Elinizde bulunan bu eser, yani Evâ’ilü’l-makâlât, böyle bir düşüncenin…
Zikru’l-Fırak ve Esnâfu’l-Kefera
Osman el-Kirmânî, çeşitli ahlaki, tasavvufi ve itikâdî konuları ele aldığı 115 bâbdan oluşan el-Kenzü’l-Hafî min İhtiyârâti’s-Safî adlı eserinin son bâbında kendi dönemine kadar ortaya çıkmış mezheplere yer vermiştir. Mezheplerle ilgili olan bu bâb, daha sonraki süreçte müstakil olarak istinsah edilmiş ve el-Fıraku’l-Müfterika Beyne Ehli’z-Zeyğ ve’z- Zendeka adıyla da ülkemizde neşredilmiştir. Elinizdeki bu eser de söz…