Mezhepçi Selefîlik başlığının birçoğunuzu şaşırtmış olabileceğini tahmin ediyorum. Evet mezhepçi Selefîlik yeni bir kavramlaştırma. Bildiğiniz Selefîlik kavramıyla tabii ki ilişkili. Onun içeriğiyle örtüştüğü yerler var ayrıştığı yerler var. Selefîlik, bilindiği üzere, sözlükte, bir
Selefî, kabaca, selefe bağlı olan, onların çizgisini sürdürmeye çalışan kimse anlamına gelir. Böyle bir anlayışa sahip olmak da kabaca Selefîlik olarak adlandırılır. Ancak bu genel anlamı yanında selef sözcüğünün İslam bilimleri literatüründe daha dar bir anlamı da bulunmaktadır. Bu dar anlamında selef tabiri, özellikle sahabeyi, kimilerine göre ise sahabe ve tâbi‘ûnu ifade eder. Hatta müçtehit imamları bu kapsamda değerlendirilenler de vardır. İlk üç neslin selef kapsamına dâhil edilmesi ‘’En hayırlı nesil benim içlerinde olduğum nesil, sonra bu nesli takip eden, sonra da onu takip eden nesildir” hadisinin yorumundan kaynaklanır. Buna göre Selefîlik genel olarak selefe ait olmak, inanış ve yaşayışta selef çizgisini sürdürmek anlamına gelir.
İlk üç neslin, özellikle sahih anlamın tespiti, uygulanması ve nakledilmesi konusunda vazgeçilmez bir öneme sahip oldukları izahtan varestedir. Sahabeden sonraki iki nesil, sahih anlamın sahabe arasında olduğu ve onlar sayesinde bilinebileceği kanaatiyle sahabenin söz ve uygulamalarını dikkate almaya özen göstermişlerdir. Gerek fıkıh gerek kelam ve gerekse tasavvuf alanındaki her türlü sistematik yapı meşruiyet sağlama noktasında özellikle sahabe neslinin görüşlerini dikkate almak ve oradan beslenmek durumunda kalmıştır. Çünkü vahiy ürünü metnin, salt lafzen değil, anlam itibarıyla muhafaza ve nakli de doğal olarak bu iki nesil üzerinden sağlanmıştır. Sahabe ve tâbi‘ûn kanalıyla intikal eden verilerin işlenip sistemleştirilmesi ise üçüncü nesil yani kurucu imamlar tarafından gerçekleştirilmiştir.
Aslında selefe özel bir değer atfeden ve sahih anlamın korunması ve sürdürülmesi noktasında onların söz ve uygulamalarını dikkate alanlar en genel anlamda yani bir geleneğe eklemlenmek ve onu sürdürmek anlamında Ehl-i Sünnet olarak isimlendirilir. Biraz daha daraltarak söylendiğinde Ehl-i Sünnet, selef arasında hâkim ve baskın olan ana çizgiyi koruyup sürdürmeye çalışan kitledir. (Bu yönüyle Selefîlik, selefe itibar noktasında Ehl-i Sünnet dairesiyle kesişmekle birlikte Ehl-i Sünnetten ayrıldığı noktalar vardır ve bahs-i digerdir.) Selefin geçmişte sahih anlamın tespiti noktasında vazgeçilmez bir öneme sahip olması bir şeydir, onun günümüzde bir “söylem meşrulaştırma aracı olarak kullanılması” başka bir şeydir.
Geçmişte kurucu imamlar, seleften nakledilen verileri bir paradigma içinde yorumlamış ve sistemleştirmişlerdir. Çok önemli, çok değerli bir iş yapmışlardır. Peki mezhepçi Selefîlik nedir? Mezhepçi Selefîlik, yeni bir perspektif, yeni bir paradigma ve yeni bir teori içinde olmaksızın, klasik mezhep görüşlerinin olduğu gibi bugüne taşınmaya çalışılmasıdır.
Yazar: | H. Yunus APAYDIN |
Sempozyum Başlığı: | ULUSLARARASI ÇAĞDAŞ TÜRK DÜŞÜNCESİNDE DİNÎ İNANÇLAR ÇALIŞTAYI |
Yer: | Bursa |
Yayıncı: | Uludağ Üniversitesi |
Tarih: | 30 EYLÜL – 1 EKİM 2022 |
Sayfa: | |
ISBN: | |
URL: | https://bit.ly/3TtzS0d |