Sırrı Giridî, Osmanlı Devleti’nde çeşitli görevler yapmış bir devlet adamıdır. Bu görevlerinin yanı sıra Kelâm, Tefsir, Mantık, Edebiyat ve Mezhepler Tarihi gibi farklı alanlarda kitaplar yazmış bir âlimdir. Kelâm alanında yazdığı Nakdü’l-Kelâm adlı eseri Şerh-i Akaid tercümesinden bazı kısaltma ve alıntı yapmakla kısmen tercüme kısmen telif şeklinde düzenlediği eseridir. Eserinde Ehl-i Sünnet’in görüşlerini ifade edip bunlara itirazda bulunan başta Mu’tezile olmak üzere Cebriyye, Müşebbihe, Kerâmiyye, Felasife gibi mezheplerin itirazlarına cevap vermiştir. Anlattığı konularda ayet ve hadisleri çoğunlukla kaynak göstermesinin yanı sıra İbn Haldun, Gazzâli, Nesefi, Cürcânî, Serahsî, Cüveyni gibi birçok âlimin görüşüne yer vermesi zihnimizdeki şüpheleri gidermemize yardımcı olmuştur. Çalışmamızda her konu ile ilgili Kelâm alanındaki kaynaklardan bilgiler verilip Nakdü’l-Kelâm adlı eserimizdeki yazarın kelâmi görüşü verilmiştir. Bu şekilde yazarımızın görüşlerini karşılaştırma imkânına sahip olunmuştur. Çalışmamız Kelâm ilminin üç temel konusu olan İlahiyyat, Nübüvvat ve Sem’iyyât bölümlerinden oluşmaktadır. İlahiyyat bölümünde varlık ve âlem, bilgi edinme yolları, Allah’ın varlığı, insan ve filleri, rüyetullah gibi temel inanç esasları anlatılmaktadır. Müellif varlık yani eşya üzerinde sıklıkla durmuştur. Ona göre eşyanın bilinmesi yaratıcısının bilinmesine sebep olur. Ayrıca rüyetullah konusuna da genişçe yer vermiştir. Rüyetullah aklen ve naklen sabittir. Bu konuda Mu’tezile’nin itirazlarına ve rüyeti inkâr edenlerin şüphelerine cevap vermiştir. İkinci Nübüvvat bölümünde peygamberlere, kitaplara, meleklere iman gibi konular anlatılmaktadır. Resûl ve nebi arasında fark olup olmadığı anlatılır. Peygamberlerin sayısı hakkında bilgi verilir. Peygamberimizin en önemli mu’cizelerinden birinin mi’rac olduğu ifade edilir. Kitapların en üstünün Kur’an-ı Kerim olduğu, daha sonra Tevrat, ondan sonra İncil, son olarak da Zebur’dur. Melekler Allah’ın emirlerini yerine getiren nurani kullarıdır. Son Sem’iyyât bölümünde ise kabir, ahiret halleri, günahlar, şefaat, iman gibi konulara yer verilmiştir. Kabir azabı vardır. Ruh bu azabı hissedecektir. Yeniden diriltilmeden sonra kişinin amellerine göre ya cennete ya da cehenneme gidecektir. Allah Teâlâ kendisine ortak koşulma dışındaki büyük günahları dilerse af eder. Şefaat haktır. Sonuç olarak yazarımızın Ehl-i sünnetin görüşlerine itiraz edenlere tek tek cevap vermesi eserinin bir başvuru kaynağı olmasını sağlamıştır.
Yazar: | FATMA SÜMEYYE AKSOY |
Tür: | Yüksek Lisans |
Üniversite: | Harran Üniversitesi |
Danışman: | DR. ÖĞR. ÜYESİ MEHMET CÜNEYT GÖKÇE |
Yayın Yeri: | Şanlıurfa |
Tarih: | 2021 |
Sayfa: | 152 |
URL: | https://tez.yok.gov.tr |