Modernitenin Gençliği Esarete Sürükleyen Özgürlük Anlayışı

Yüce Allah, insanoğlunu yaratmış ve ona özgür iradesiyle davranabileceği bir alan sunmuştur. Evrende iyi veya kötü ne varsa bunları Allah yaratmakla beraber insanoğlu tarafından gerçekleşen bir iradenin etkisinin olduğu mezheplerin çoğunluğu tarafından da kabul edilmiştir. Allah’a kulluk için yaratılan insanın imtihanının adil olması için de mükellef olan herkese özgür irade ve akıl verilmiştir. Bunun içindir ki Allah, inananları engellemediği gibi inanmayanları da engellememektedir. Ancak insan sınırsız bir özgürlüğe de sahip değildir. Çünkü insan, mutlak irade sahibi olan Allah’a kulluk ve yeryüzünü imar etmek için yaratılmıştır. Bundan dolayı da İslam’da dini hükümler, insanoğlunun yeryüzünü imar etmesi, dünya ve ahirette mutlu ve huzurlu bir yaşam sürdürmesi ve güvenli bir toplum oluşturması için beş temel gaye üzerine kurulmuştur. Zarûrât-ı diniyye diye isimlendirilen bu hususlar; canın, malın, dinin, aklın ve neslin korunmasıdır. Bunlardan her birinin korunması için ise bir takım emir ve yasaklar belirlenmiştir. Bu emir ve yasakların olması nihai hedefleri açısından düşünüldüğünde insanoğlunun özgürlüğüne kısıtlama getirmemekte, aksine özgürlüğünün garantörü olmaktadır. Çünkü İslam’ın yasakladığı hırsızlığın, alkolün, adam öldürmenin, zina yapmanın, özgürlük adı altında işlenmesi insanlığın sonunu hazırlayan birer felaket olacağı ve özgürlük yerine esarete sürükleyeceği bir vakıadır. Bu açıdan bakıldığında dinin emirlerini yerine getirmek, özgürlüğe karşı bir durum olmayıp tam aksine asıl özgürleştiren birer olgu olmaktadır.

Modernitenin insanlığı her yönüyle kuşattığı günümüzde ne yazık ki, bazen dinin temel prensiplerinin tam zıddını yaşamayı “özgürlük” olarak algılayanlar, bu emir ve yasakları kısıtlayıcı bir olgu olarak görmektedirler. Bunu da “dinin, insanı köşeye sıkıştıran ve hapseden bir müessese” olduğunu söyleyerek temellendirmeye çalışıyorlar. Hâlbuki böyle yapmakla aslında kendileri tam da özgürlüğü, köleleştiren ve kısıtlayan bir konuma sokmaktadırlar. Zira modernleşmeyi, bir paravan yaparak, dini “asırlar öncesinin kanunları” diye dışlamak ve devamında nefsin istediği her şeyi yapmaya kalkışmak paradoksal bir durum arz etmektedir. Çünkü özgürlük, istediği eylemi yapma yetkisine sahip olma olarak algılanmamalıdır. Özgürlük, eylemden önce zihinde başlayan bir süreçtir. Bu süreçte her türlü maddiyatın ve beklentinin tasallutundan kurtularak işe başlama bulunmaktadır. Nihayetinde bu çalışma, modernitenin genel manada insanların özelde gençlerin hayatını esarete sürükleyen özgürlük anlayışının eleştirisini yapmayı ve bu zihniyetin açtığı problemleri irdelemeyi hedeflemektedir.

Yazar:Murat AKIN
Sempozyum Başlığı:Uluslararası İslam, Modernite ve Gençlik Sempozyumu
Yer:Zonguldak
Yayıncı:ZBEÜ İlahiyat Fakültesi
Tarih:2-3 Nisan 2021
Sayfa:33
ISBN:
URL:https://islamvegenclik.beun.edu.tr/