Mucize

Ebû Mansûr el-Mâtürîdî’den Nûreddin es-Sâbûnî’ye Peygamberlik Anlayışı

Peygamberlik meselesi, İslam inancının temel esaslarından biridir. Peygamberlik kurumunun gerekliliğinin izah edilmesi ve bu kuruma yönelik eleştirilerin yanıtlanması, nübüvvet inancının sağlam bir temele oturtulması açısından büyük önem arz etmektedir. Bu çalışmada, Mâtürîdî kelâm ekolünün kurucusu Ebû Mansûr el-Mâtürîdî (öl. 333/944) ile bu ekolün önemli temsilcilerinden Nûreddin es-Sâbûnî’nin (öl. 580/1184) nübüvvet anlayışlarının karşılaştırmalı olarak incelenmesi amaçlanmaktadır….

Kâdî Abdülcebbâr’da Hz. Muhammed’in peygamberliğinin ispatı

Bu çalışmada hicri dördüncü yüzyılda yaşayan ve İslâm’ın akılcı ekolü Mu’tezile’ye mensup Kâdî Abdülcebbâr’da Hz. Muhammed’in peygamberliğinin ispatı incelenmiştir. Müellifin görüşleri tespit edilirken kendi eserleri olan el-Muğnî fî Ebvâbi’t-Tevhîd ve’l-Adl, Şerhu’l-Usûli’l-Hamse ve Tesbîtü Delâili’n-Nübüvve en çok yararlanılan kaynaklar olmuştur. Çalışmamız giriş ve üç bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde çalışmanın konusu, amacı, yöntemi ve kaynakları açıklanıp, Kâdî…

Nedensellik Bağlamında Gazâli ve Hume’da Mucize

Tanrı’nın evrene müdahale edip etmediğiyle ilgili tartışma, Tanrı’nın varlığıyla ilgili tartışmanın doğal bir sonucudur. Tanrı’nın evrenle ilişkisi nasıldır? Geleneksel dönemlerde Tanrı’nın evrene müdahalesi mümkün olarak değerlendirilirken modern dönemlerde bilimsel verilere dayalı olarak evrenin işleyişinde birtakım yasaların olduğu tespit edilmiş, Tanrı’nın bu yasaların işleyişine müdahale edip edemeyeceği daha farklı bir şekilde tartışılmıştır. Gazâli’ye göre Allah dilediği…

İbn Hazm’a Göre Delâilü’n-Nübüvve Bağlamında Mucizenin Konumu

Kelâm ekolleri genel olarak mûcize meselesini, mûcizenin tanımı, şartları, gerçekleşme biçimleri ve nübüvvete delil oluşturmadaki konumu bakımından incelemeye tabi tutarlar. Biz bu çalışmada kelâm ekollerinin mûcize konusuna yaklaşımlarını kısaca ele alarak aktardık. İbn Hazm’ın da bu konudaki görüşünü ve kabul ettiği şartları ortaya koyduk. Mûcize konusu kelâmî ekollerin karakteristik farklılıklarının çok etki etmediği bir konudur…

İlahi Takdir ve Yardımın Sünneti Açısından Kur’an-ı Kerim’de Bedir Gazvesi

Şahsî varoluşa dair tasavvurla, kâinata ve tarihe dair tasavvur, başka bir deyişle inanç ile bilgi, bilim ve tarih arasındaki yakın irtibat sebebiyle Kur’an-ı Kerim’in tarihî anlatımları ancak sahih İslâm itikadı zemininde sıhhatli okunabilir. Bilhassa Aydınlanma tecrübesi sonrası materyalist, pozitivist, tabiatçı, mekanist ve seküler kabullere dayanan Batı metafiziğinin yoğun tesiriyle, Kur’an-ı Kerim’i, Sünnet’i ve İslâm ilim…

Son Dönem Osmanlı Kelamcılarının Mucize Anlayışı

Görüşlerini incelediğimiz kelâmcılar, mensup oldukları dinlerinin gereği olarak aslı itibariyle mucizenin imkânı ve vukuu hususunda bir tereddüt izhar etmemişler, ancak kimi mucizelerin sıhhati ve algılanması gerektiği şekil noktasında doğal olarak farklı birtakım tavırlar geliştirmişlerdir. Yaşadıkları çağın etkisini hisseden bu zevâtın karşı karşıya kaldıkları duruma verdikleri tepki elbette birbirinin aynı olmamıştır. İslâm’ın daha güçlü bir şekilde…

Mutezili Düşüncede Mucize

Mûcize, Allah’ın kendilerini tasdik etmek amacıyla peygamberlerinin elinde yarattığı, insanların gücünü aşan ve hiçbir şekilde benzerini yapamadıkları olaylardır. Peygamberin nübüvvetinin bilinmesinde mûcizenin zorunlu olduğunu kabul eden Mu‘tezilî âlimler, yaratılmışların faydasına olması nedeniyle peygamber göndermeyi Allah’a vâcip kabul etmişlerdir. Onlar, Allah’ın elçisini diğer insanlardan ayrışması maksadıyla elinde olağanüstü bir olay ızhar etmek suretiyle doğrulaması gerektiğini ve…

İlahi Dinlerde Mucize ve Gayb Geleneği Yeniden Okumak

İnsan toplulukları kendilerini ifade etmek için her devirde nevi şahsına münhasır bir dil üretmişlerdir. İlâhî hitap da bu gerçeği dikkate alarak onlara kendi ürettikleri dil ile hitap etmiştir. Bu hitap, ontolojik bakımdan mütekellim ile aynı düzlemde bulunmayan muhatabın durumu gözetilerek çoğu zaman temsil, teşbih, mecaz vb. sembolik anlatım yollarıyla gerçekleşmiş ve “din dili” olarak adlandırabileceğimiz bir biçimle…

Osmanlı Medrese Geleneğinde Mu’cize Tasavvuru -Seyyid Şerif el-Cürcânî Örneği-

Bu çalışmada, Osmanlı medreselerinin resmi müfredatındaözellikle kelâm ilminde okutulması önerilen, Osmanlı ulemasıarasında saygınlık kazanmış Seyyid Şerîf Cürcânî’nin (öl.816/1413) mu‘cize anlayışı ele alınmıştır. AraştırmadaCürcânî’nin tercih edilme sebebi, medreselerde kelâm sahasında onun Hâşiyetü’t -Tecrîd, Şerhu’l–Akâidi’l-Adudiyye, Şerhu’l–Mevâkıf eserlerinin; tefsir alanında Hâşiye ale’l-Keşşâf’ının; Fıkıh alanının miras hukuku bölümünde ise onun Şerhu’l–Ferâizi’s-Sirâciyye eserinin okutulmuş olmasıdır. Kelâmeserlerinde nübüvvet konusu bağlamında ciddi anlamda elealınan…

Mütekaddim Dönem Sünnî Kelâmında Keramet

Kelâm’da nübüvveti ispat meselesinde kullanılan temel delil mucizeler-dir. Bu sebeple mucizeye benzer şekilde ortaya çıkan diğer olağanüstü hâller, kelâmcıların gündeminde daima yer edinmiştir. Mucizeye ortaya çıkış şekli bakımından en fazla benzeyen velinin elinde olağanüstü olarak gerçekleşen keramet hadiseleridir. Keramet, Sünnî kelâmın oluşum döneminden sonraki asırlara kadar kelâm kitaplarında tartışılmış ve belirli bir teorik zemine konulmaya…

  • 1
  • 2