Mâtürîdî kelâm ekolünün ikinci büyük kurucusu sayılan ve mezhebi sistemleştirme noktasında Eş‘arî ekolündeki Bâkıllânî ve Gazzâlî konumunda olan Ebü’l-Mu‘în en-Nesefî, genel olarak Mâtürîdî’nin çizgisini sürdürmüş ve ona muhalefet etmemiştir. Bununla birlikte Nesefî’nin âhiret anlayışına yönelik olarak yaptığımız araştırmamızda onun bazı hususlarda Mâtürîdî’den farklı düşündüğünü müşahede ettik. Bu noktadan yola çıkarak hazırladığımız bildiride Mâtürîdî’nin ve Nesefî’nin, âhiret ahvaline dair bazı kavramlardaki yorum farklarının mukayesesini araştırma konumuz olarak belirledik. Çünkü Mâtürîdî ekolün iki önemli isminin âhiret ahvaline dair bazı yorum farklarının tespitinin, önemli bir husus olduğunu düşünüyoruz. Araştırmadaki amacımız, bu iki alimin yorum farklarını örnek kavramlar üzerinden ortaya koyup Mâtürîdi’nin geniş bakış açısını daha görünür hale getirmektir. Çalışmamızda, Mâtürîdî’nin Te’vîlâtü’l-Kur’ân’ı ile Nesefî’nin Tebsıratü’l-Edille’si ve Bahru’l-kelâm’ı temel kaynak olmak üzere, literal tarama yöntemini kullandık. Ele aldığımız kavramları kaynaklardan araştırıp mukayese ederek yorum farklarını bulmaya çalıştık. Araştırmamız sonucunda iki alimin âhiret ahvaline dair farklı yaklaşımlara sahip olduklarını; bu yaklaşım farkının, sıradan bir yorum farkı olmadığını; ekolün kurucusu konumunda olan Mâtürîdî’nin geniş bakış açısının, kendisinden sonraki alimlere yansımamasının ise dikkate alınması gereken bir husus olduğunu tespit ettik. Gördüğümüz kadarıyla Nesefî, Mâtürîdî’nin temsili anlatım olarak yorumladığı sûr, mîzan ve kevser gibi bazı kavramları hakiki manaya hamlederek ondan farklı bir tutum sergilemiştir. Örneğin Mâtürîdî sûr için gayet açık bir şekilde “Biz sûra üfürmenin hakiki anlamda değil de temsili anlamda olabileceğini söylüyoruz” derken; Nesefî, sûra üfürmenin zahiri anlamda olduğunu açıkça söylemese de bu anlama gelecek ifadeler kullanarak Mâtürîdî’nin temsili anlatım yorumuna hiç değinmeden geçer. Yine Mâtürîdî mîzan hakkında, terazinin ağır ve hafif gelmesinden bahseden ayetin hakiki anlamda değil de temsili anlamda olmasının daha uygun olduğunu söylerken; Nesefî Mîzanın, kefesinin biri doğuda diğeri batıda olacak kadar büyük bir terazi olduğu” rivayetini zikrederek hakiki bir teraziden bahseder. Mâtürîdî Kevser için ise rivayetlerde zikredilen nehir yorumuna karşılık, “Şayet rivayetler sahihse rivayetlerin dediği kabulümüzdür ancak rivayetler sahih değilse kevserin, peygambere verilen risâlet nimeti ve kadrinin yükseltilmesi olması bize daha yakın geliyor” yorumunu yaparken; Nesefî de “Kıyamette havz, cennette ise kevser haktır” şeklinde somut bir havz ve kevser açıklaması yapar. Çalışmamızın sonunda Mâtürîdî’den farklı olarak Nesefî’nin, bu kavramlarda temsili anlama karşılık lafzi anlamı tercih etmesinin sebeplerinin neler olabileceğine kısaca dikkat çekmeye çalıştık.
Yazar: | Aydın Çamlıca |
Sempozyum Başlığı: | 2. Türkiye Sosyal Bilimler Sempozyumu: Bildiri Özetleri Kitabı |
Yer: | Ankara |
Yayıncı: | Oku Okut Yayınları |
Tarih: | 2022 |
Sayfa: | 111 |
ISBN: | 9786057129444 |
URL: | https://sempozyum.okuokut.org/tsbs/article/view/208 |