İslâm düşünce tarihinde ortaya çıkan iç ve dış kaynaklı düşünce problemlerini, İslâm’ı savunmak adına çözüme kavuşturmak için farklı ilmi disiplinler ortaya çıkmıştır. Bu ilmi disiplinlerden her biri önemli fonksiyon icra etmekle beraber kullandıkları yöntem ve metotların farklı olmasından dolayı bazen birbirine yönelik eleştirilerde bulunmuşlardır. Bu bağlamda öncelikli olarak i‘tikādî konularda akla yer vermeyerek istidlal ve te’vîli reddeden Selefî ekol mensuplarının, aklı bilgi kaynağı kabul ederek te’vîl metoduna başvuran kelâmcıları, yöntemsel olarak şiddetle eleştirip, Kelâmı gereksiz, zararlı ve bid‘at olduğunu iddia etmelerinden bahsedilebilir. Bu çalışmanın amacı, Selefî ekol ile kelâmcılar arasında önemli bir problem alanı olan akıl-nakil ilişkisi ele alınacaktır. Ayrıca buna bağlı olarak mantık, istidlâl ve te’vîl konularında her iki ekolün ileri sürdüğü argümanları inceleyerek Kelâm metodunun meşruiyet sorununun olup olmadığı üzerinde durulacaktır. Sonuç olarak Selefîyye’nin, Kelâmı sorgulamak adına geliştirdiği Kelâm karşıtı söylemlerin ne kadar tutarlı olduğu, mantığı Kelâmla buluşturan Gazzâlî ve Selefiliği sistematize eden İbn Teymiyye’nin görüşleri üzerinden ele alınacaktır.
Yazar: | Selim GÜLVERDİ |
Yayın: | Türkiye İlahiyat Araştırmaları Dergisi |
Cilt: | 6 |
Sayı: | 1 |
Sayfa: | 190 – 218 |
Tarih: | 2022 |
DOI: | 10.32711/tiad.994275 |
ISSN: | 2602-3067 |
URL: | https://dergipark.org.tr/tr/pub/tiad/issue/70484/994275 |