Kādî Abdülcebbâr’ın Düşüncesinde Dilin Yeri
Kādî Abdülcebbâr’ın düşünce dünyası incelendiğinde bunun, Tanrı’nın insanı sorumlu kılabilmesinin imkânı üzerine kurulu olduğu anlaşılmaktadır. Eş deyişle o, teklif merkezli inşa edilen bir düşünce evreni ve düzenine sahiptir. Bu yüzden de onun usûlü’d-dîn şeklinde adlandırdığı düşüncesinin içeriğini insanın sorumlulukları oluşturmaktadır. İnsanın bu sorumlulukları ise akıl yoluyla kendisine bildirilen yükümlülükler anlamında akliyyât ve akıl tarafından tayin…
Mâtürîdî’nin Ulûhiyyet Düşüncesi Ekseninde Tabiata ve İnsana Dair Temel Mesajlar
Ulûhiyyet anlayışı, inançla ilgili bütün tasavvur alanlarının belirleyicisi konumunda bir şemsiye kavram olma özelliğine sahiptir. Bu alanlardan öne çıkanlar, ulûhiyyet makamının insan ile iletişim biçimi olan nebevî öğreti ve bu makamın muhatabı olarak insanın bizatihî kendisidir. Allah’ın tabiat ve kullarıyla olan ilişkisinin doğru yorumunu yok sayan anlayışlar hatalı inançların ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Bunlar arasında…
Fahreddin Er-Râzî’nin Kelam-Felsefe ve Tasavvuf Arasındaki Düşünsel Gelgitleri
Nevi şahsına münhasır bir düşünür olan Fahreddin er- Râzî, disiplinler arası özgün düşünceleri ile ön plana çıkmıştır. O, öğrenmeyi transkripsiyon bir gereklilik olarak görmüş, keyfiyet ve kemiyetine bakmaksızın birçok alanda eser telif etmiştir. Râzî’nin en fazla iştigal ettiği disiplinlerin başında kelam, felsefe ve tasavvuf gelmektedir. Kelam yaparken felsefî bahisleri araştırmış meramını anlatmak için de tasavvuf…
İbn Sînâ ve İmam Gazzâlî’de yeniden dirilişle ilgili nassların yorumu
“İbn Sînâ ve İmam Gazzâlî’de Yeniden Dirilişle İlgili Nassların Yorumu” isimli bu araştırmamız, bir giriş, iki bölüm ve bir sonuçtan oluşmaktadır. Müelliflerin diriliş konusundaki görüşleri belirlenirken tespit, analiz ve çıkarım yöntemleri takip edilerek metin oluşturulmuştur. Bununla birlikte İbn Sînâ ile İmam Gazzâlî’nin yaşadıkları dönemin siyasi, sosyal ve kültürel hayatının fikrî oluşumlarına etkileri gösterilerek, bağlı oldukları…