Müşkilü’l-Hadis Ve Haberî Sıfatların Te’vili Noktasında Ehl-İ Hadise Bir Reddiye
Bu araştırmada Eş‘ârî mütekellim İbn Fûrek’in (ö. 406/1015), haberî sıfatlara dair rivayetleri te’vîl noktasında İbn Huzeyme’ye (ö. 311/924) yönelik tenkitleri ele alınacaktır. İbn Fûrek böylesi haberleri te’lîfe gayret gösterdiği Müşkilü’l-âsâr isimli eserinde, İbn Huzeyme için hususî bir bölüm açmış ve burada eleştirilerine yer vermiştir. Çalışmanın amacı, farklı ilmî duruşa sahip kişiler ya da kesimler arasında…
Nûreddin es-Sâbûnî (ö. 580/1184) Özelinde Mâtürîdî Düşüncede Haber Teorisi ve Hadislerin Kullanımı
Hadis âlimleri haberlerin sıhhat açısından değerlendirilmesini ve sözün gerçek sahibine izafe edilmesini sağlayacak bir metot geliştirme konusunda yoğun mesaî harcamış ve adına “Hadis Usûlü” denilen bir müktesebat ortaya koymuşlardır. Bu sayede rivayetin sahihini sakîminden ayırma gayesiyle ilmî bir gelenek ihdas edilmiştir. Aynı şekilde Müslümanların farklı inanç ve fikir çevreleri ile karşılaşmaları sonucunda İslam akîdesinin sağlamlığını…
Hanefî Bir Hadisçi Olarak Bedreddin Aynî’nin İtikadî Görüşleri
Erken dönem İslâm düşüncesinde hadis ehli ile rey taraftarları arasındaki ihtilaf başta fıkıh ve kelâm olmak üzere birçok disiplinde kendisini göstermiştir. Buna bağlı olarak inanç konularında Hanefî-Mâtürîdî kelâm ekolüyle Selefî hadis anlayışının birçok konuda birbirinden ayrıştığını görmek mümkündür. Bu çalışma hadis ehlinin önemli isimlerinin eserlerine yazdığı şerhlerle, onları Hanefî bir bakış açısıyla değerlendiren Bedreddin Aynî’yi…
Muhaddis Bir Kelâmcı: Şemseddîn el-Kirmânî ve el-Mevâkıf Şerhi (Bilgi ve Nazar Bahsi Özelinde Bir Değerlendirme)
İslam düşünce tarihinde gelişen ilmî disiplinlerden hadis ve kelâm ilimleri bazı durumlarda birbiriyle çatışabilecek iki farklı yönteme sahiplerdir. Kelâm, dini akıl üzerinden temellendirmeyi hedeflerken, hadis ilmi Hz. Peygamber’in (s.a.v.) hadislerini ve sünnetini dinî anlayışın merkezine oturtmaktadır. Bu durum, düşünce geleneğimizde kelâmcılar ve hadisçiler arasında belli ölçüde ayrışmaların yaşanmasına neden olmuştur. Bu minvalde bu çalışmanın temel…
Hadis Edebiyatında Mezheplere Yaklaşım Farklılıkları
Hadisler Hz. Peygamber’e atfedilen söz, fiil ve takrirlerdir. Mezhep ise terim olarak dini anlama ve yorumlamada kendine has yaklaşıma sahip düşünce bütünü ve bu yaklaşıma göre oluşan ekolleşme olarak tanımlanmıştır. Mezhepler Hz. Peygamber’in vefatından çok sonra çeşitli görüş ayrılıkları neticesinde ümmette/Müslüman toplumda ortaya çıkan gruplardır. Hz. Peygamber döneminde mezhep olmamasına rağmen mezheplerle ilgili hadisler sahih,…
Rabî’ B. Habîb’in (Öl.175/791) İtikâdî Hadisleri Yorumlama Biçimi
Rabî’ b. Habîb (öl. 175/791), İbâdiyye mezhebinin erken dönem hadis âlimlerindendir. İbâdiyye mezhebinin günümüze ulaşan en eski hadis kitabı olan el-Câmiu’s-Sahîh adlı eser de ona aittir. O, bu eserinde inanç, ibadet, ahlak, muamelat, siyer vs. gibi pek çok konuyla alakalı bilgi ve rivayetlere yer vermiştir. Eserin üçüncü cildinde Allah’ın sıfatları, imanın mahiyeti, küfür, şirk, büyük günah işleyen…
Hicri ilk üç asırda yazılan akîde risâleleri ve bu risâlelerde ele alınan temel meseleler
Akâid risâleleri İslâmî ilimlerin inanç esasları konusunda kaleme alınmış önemli klasiklerdendir. Çeşitli inanç ve fikir akımlarına karşı savunma hattını belirleyen tezler akâid risâlelerinde işlenmiştir. Akâid risâlelerinin yalnızca yabancı inançlara karşı savunma amaçlı olmadığı, İslâm’ın inanç esaslarını ortaya koyma gayesiyle te’lif edildikleri çeşitli tabakat kitaplarında ve İbnü’n-Nedîm’in Fihrist’inde ilk dönem müelliflerine nisbet edilen eserlerde görülmektedir. Özellikle…
Mezhebî taassubun hadis yorumuna etkisi
Taassub bir düşünce tarzı olmaktan çok bağlanma tarzıyla ilgili bir durumdur. Taassub her mezhep ve zümrede görülebilir. Hz. Peygamber’e ait olmayan sözlerin Hz. Peygamber’e isnad edilmesinin önemli sebeplerinden biri de mezhebî saik ve taassuplardır. Kaynağını dinden alan bir otoriteyi ifade etmesi sebebiyle hadis ve sünnet; idareciler, mezhepler ve çeşitli zümreler tarafından suistimal edilmeye çalışılmıştır. Bazı…
Hadis ve Kelam İlimleri Açısından Müşrik Çocuklarının Ahiretteki Durumları I “Cennetlik Oldukları Görüşleri Özelinde”
Müşrik çocuklarının ahiretteki durumuna ilişkin tartışmalar, İslam’ın ilk dönemlerinden itibaren mevcuttur. Gayr-i müslimlerle yapılan savaşlar neticesinde ölen düşman çocuklarının ya da Müslüman-ların Cahiliyye Dönemi’nde kaybettikleri kendi çocuklarının uhrevî durumlarını merak etmeleri, böyle-si problematik bir alanın teşekkülüne zemin hazırlamıştır. Mevzuya dair rivayetler arasındaki içeriksel ve hükmî farklılıklar ile fırkalar arası ayrışmalar da çözümü zorlaştırmaktadır. Dolayısıyla bu…
Erken Dönem İmâmiyye Şîası’nda Gaybetin Temelleri, Toplum ve Rivayetlerdeki Yansımaları
Toplumda lidere yönelik gösterilen sevgi, muhabbet ve bağlılık, onun müntesipleri tarafından kurtarıcı olduğu düşüncesine sebep olabilmektedir. Liderin ölümüyle bu durumu kabullenemeyen müntesipler; onun ölmediğini, geri döneceğini ve onlara vaadedilen adalet, huzur ve refahı getireceğine inanabilmektedirler. Liderin ölümü sonrası ileri sürülen iddiaların başında muhtemelen gaybet inancı gelmektedir. Kökeni İslam öncesi muhtelif din ve inançlarda görülen gaybet…
- 1
- 2