Mu‘tezile’de İnsanın ‘Hâlık’ Olarak İsimlendirilişi
Kelâm ilmi’nin kurucusu olan Mu‘tezile, İslâm düşüncesinde özgürlükçü yaklaşımıyla ortaya çıkan bir mezheptir. Vâsıl b. Atâ ile hicri II. asırdan itibaren başlayan serüvende özellikle cebriyeci fatalist anlayışla sıkı bir mücadele içerisine girmiştir. İnsana hiçbir özgürce hareket alanı takdir etmeyip her şeyi Allah’ın irade, kudret ve fiiline bağlayan bu anlayış, insanın sorumluluklarından kaçmasını, imtihan gerçeğini, cennet…
Kelam Düşüncesinde Allah ve Âlem Anlayışları – Mu’tezile Eş’arîlik Mâtürîdîlik
Bin dört yüz yıllık geçmişiyle kelam ilmi, İslam dininin tarihî geçmişini yansıtan, bugüne taşıyan ve aynı zamanda başta inanç ilkeleri olmak üzere dinin bütün alanlarını kucaklayan kapsayıcı bir düşünce sistemidir. Bu ilim her ne kadar Mu’tezile elinde doğmuş olsa da ona tepki olarak ortaya çıkan Eş’ariyye ve Mâtürîdiyye mezhepleri tarafından yöntem ve zihniyet bakımından daha…
Mu‘tezile’nin Nübüvvet Savunusu: Kādî Abdülcebbâr Örneği
İslam düşüncesinde ve diğer semavî dinlerde nübüvvet, büyük bir önem arz etmektedir. Müslümanlar, Allah’ın mesajına değer verdiklerinden, bu mesajları insanlara tebliğ eden peygamberlere de kutsiyet atfetmişlerdir. Öte yandan tarih boyunca peygamberlik düşüncesine farklı cihetlerden itiraz edenler olmuştur. Nübüvvete yönelik bu itirazların temeli Aristo’ya dayandırılmaktadır. Ayrıca bu fikrin sistematik bir karakterle vücut bulduğu akımlar da mevcuttur….
Mutezili Düşüncede Mucize
Mûcize, Allah’ın kendilerini tasdik etmek amacıyla peygamberlerinin elinde yarattığı, insanların gücünü aşan ve hiçbir şekilde benzerini yapamadıkları olaylardır. Peygamberin nübüvvetinin bilinmesinde mûcizenin zorunlu olduğunu kabul eden Mu‘tezilî âlimler, yaratılmışların faydasına olması nedeniyle peygamber göndermeyi Allah’a vâcip kabul etmişlerdir. Onlar, Allah’ın elçisini diğer insanlardan ayrışması maksadıyla elinde olağanüstü bir olay ızhar etmek suretiyle doğrulaması gerektiğini ve…
Ehl-i sünnet, Şia ve Mu’tezile’ye göre peygamberlerin ismeti
Peygamberlerin İsmeti konusu günümüzde belki de her zamankinden çok daha önemlidir. Çünkü özelde gençler ve genelde bütün insanlar, birçok iletişim aracı vasıtasıyla, aklın, vicdanın, ahlakın, dinin kabul etmeyeceği peygamberlerin ismetiyle çelişen bir takım yanlış ve uydurma konular duymaktadırlar. Elbette bu tür konuları ya cahil ya da garazlı şahıslar söylemektedirler. Bu yüzden, gençlerimiz ve insanlarımız, peygamberlerden…
Cüveynî’nin mu’tezile eleştirisi
Biz bu çalışmada İmâmü’l-Haremeyn el-Cüveynî’nin İslâm düşüncesindeki yerini ve kelâm ilmindeki konumunu, Mu’tezile’nin beş esası ile Eş’arî’nin kelâm metodunu açıkladıktan sonra ma’dûm, şefaat, salâh, rü’yetullah ve ahvâl kavramlarının mahiyetlerini, İslâm mezheplerinin akılcı kanadı olan Mu’tezile’nin bu kavramlara yüklediği anlamları, bu konulara eserlerinde geniş bir şekilde yer veren Cüveynî’nin bakışını ve Mu’tezile’ye yönelttiği eleştirileri incelemeye çalıştık….
Tarihsel süreçte İmâmiyye-Mutezile ilişkisi
İmâmiyye-Mutezile ilişkisi II./VIII. asrın ilk yarısında başlamıştır. Bu tarihten III./IX. asrın ortalarına uzanan dönem, İmâmiyye ile Mutezile arasında ciddi bir rekâbetin varlığına işâret etmektedir. İki ekolün mensupları arasındaki münâzaralar ve oluşturulan reddiye literatürü bunun canlı şâhidi konumundadır. Bu dönemde felsefeyle beslenen Mutezile, akılcı din anlayışını benimsemiş, tevhitte mutlak tenzihi, adâlette insanın tam hürriyetini savunmuştur. İmâmiyye…
Cevheretü’t-Tevhîd Şerhlerinde Mu‘tezile Eleştirisi
Kelâm ilmi, özündeki gelişmeye ve değişimci karaktere bağlı olarak tarihî süreçte hep ileriye dönük gerçekleştirdiği hamlelerle dikkat çekmiştir. Kimi zaman duraksama dönemleri geçirmiş olsa da canlı ve atılımcı görünümünden taviz vermemiştir. Kelâmın bu karakteristik özelliği farklı ekollerin zuhur etmesine zemin hazırlamıştır. Ortaya çıkan her ekol, kendi fikirlerinin doğruluğunu, karşıt fikirlerin ise yanlışlığını ispat etmeye gayret…
Kendini Sınırlayan Tanrı Tasavvurunun İmkânı ve Mu‘tezile
İnsanın özgür iradesinin ispatı problemine yönelik çözüm denemelerinden biri Tanrı’nın kendisini gönüllü olarak sınırlaması anlamına gelen ilahi kendini sınırlama (divine self-limitation) yaklaşımıdır. Yahudi ve Hıristiyan teolojilerinde görülen bu perspektifle modern dönemde Süreç ve Kuantum felsefelerinde karşılaşılır. Bu çalışmada ilgili düşünce biçimi, Mu‘tezilî bilincin düşünce biçimiyle kıyaslanmıştır. Öncelikle Tanrı’nın kendini sınırlamasının imkânı, sınır teorisi varsayımıyla sorgulanmıştır….
Câhız’ın Mûcize Anlayışı: Tabiat Teorisi ve Âdet Anlayışı Çerçevesinde Bir İnceleme
Bu makalede ilk dönem Mu‘tezilî âlimlerinden Ebû Osman el-Câhız’ın (öl. 255/869) Allah-âlem anlayışı, âdet teorisi ve mûcize görüşü ele alınacaktır. Mûcize, Mu‘tezilî düşünürler tarafından peygamberlikle ilişkili olarak değerlendirilen bir konudur. Onlar, peygamberliğin ispatında tek delil olarak kabul ettikleri mûcizeyi Allah’ın kudreti altında bulunanlar ve insanların yapabildiği türden olmak üzere ikiye ayırırlar. Câhız bu iki türde…