Kelâmda boşluk fikrini atomculuğun kabulüyle başlatmak mümkün olsa da konuyla ilgili asıl tartışmaların Yunan felsefî mirasının İslam dünyasına aktarılmasından sonra gün yüzüne çıktığı görülmektedir. Kelâm literatüründe, felsefî gelenekte olduğu gibi boşluğun iki türü olduğu kabul edilmiştir. Bunların ilki âlemin dışında/ötesinde bulunan haricî boşluktur (ekstra-kozmik), ki bu tarz bir boşluğun olup olmadığı problemi kelâm kaynaklarında “âlemin ötesine bakan kimse bir şey görebilir mi” veya “âlemin dışına elini uzatan kimsenin eli hareket eder mi” soruları etrafında tartışılmıştır. İkincisi ve kelâmcıların gündemini daha çok meşgul eden boşluk türü ise âlemin içinde ve cisimleri oluşturan atomların/cevherlerin arasında olduğu kabul edilen dâhilî boşluktur (inter-kozmik). Bu türden bir boşluğun olup olmadığı hususu kelâm kaynaklarında “iki cevherin, aralarında üçüncü bir cevher olmadan ayrık bir şekilde durması mümkün müdür?” sorusu etrafında tartışılmıştır. Özellikle âlem-içi boşluk konusunda Mu‘tezile’nin Basra ve Bağdat ekolleri arasında yoğun tartışmalar yaşanmıştır. Bu tartışmalarda ortaya konan deliller İbn Metteveyh (V./ XI. yüzyılın ortaları) ve Ebû Reşîd en-Nîsâbûrî (V./XI. yüzyılın ortaları) tarafından orijinal halleriyle nakledilmiştir. Bu makalede iki ekol arasındaki bu tartışmalar ele alınmakta ve her iki ekolün kendi görüşlerini desteklemek için ortaya koyduğu teorik ve deneysel argümanlar, bunların felsefî kökenleri göz önünde bulundurularak değerlendirilmektedir.
Yazar: | Ahmet Mekin Kandemir |
Yayın: | Nazariyat İslam Felsefe ve Bilim Tarihi Araştırmaları Dergisi |
Cilt: | 7 |
Sayı: | 1 |
Sayfa: | 1-34 |
Tarih: | 2021 |
DOI: | dx.doi.org/10.12658/Nazariyat.7.1.M0103 |
ISSN: | 2547-9415 |
URL: | https://www.nazariyat.org/sayilar/cilt-7-sayi-1/ahmet-mekin-kandemir |