Bu makalede Gazzâlî’nin İslâm filozoflarını eleştirmek amacıyla yazdığı Tehâfütü’l-felâsife adlı eserinin ismiyle özdeşleşen ve bir din-felsefe tartışmasına dönüşen Tehâfüt geleneği içinde son dönem Osmanlı âlimlerinden Mûsâ Kâzım Efendi’nin yeri incelenecektir. Bu çerçevede din-felsefe tartışmalarının İslâm dünyasındaki seyri kısaca ele alınarak Tehâfüt tartışmalarına zemin hazırlayan gelişmelere değinilecek, Gazzâlî ve İbn Rüşd’ün karşılıklı eleştirilerine yer verilecek ve Mûsâ Kâzım Efendi’nin de dâhil olduğu Osmanlı dönemindeki Tehâfüt yazarlarının bu tartışmada temel bakış açıları irdelenecektir. Din-bilim, din-akıl tartışmalarının yoğunlaştığı Osmanlı’nın son döneminde şeyhülislâmlık yapan Mûsâ Kâzım Efendi, bir kelâmcı olmasına rağmen Tehâfüt geleneğinde eser veren diğer kelâmcılardan radikal bir şekilde ayrılarak İbn Rüşd’ü Gazzâlî’ye karşı savunacak ve bu tartışma üzerinden İslâm’da din-bilim, din-akıl çatışmasının olmadığını göstermeye çalışacaktır. Mûsâ Kâzım Efendi, Tehâfüt geleneğinde İbn Rüşd’ü merkeze alması, İslâm’ın bir din olarak gelişmeye engel olduğunu ileri süren pozitivist düşünür Renan’ın aynı zamanda bir İbn Rüşd uzmanı olduğunu düşündüğümüzde zamanlama açısından da oldukça ilginçtir. İbn Rüşd’e tekrar yoğun bir ilginin başladığı bir dönemde Mûsâ Kâzım Efendi güçlü bir şekilde İbn Rüşd’ün şahsında felsefenin meşruiyetini temellendirmeye çalışacak ve aynı zamanda İbn Rüşd’ün Gazzâlî’ye yönelik oldukça sert eleştirilerinin çoğuna da katılacaktır.
Yazar: | Osman DEMİRCİ |
Yayın: | Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi |
Cilt: | |
Sayı: | 52 |
Sayfa: | 33 – 56 |
Tarih: | 2022 |
DOI: | 0.17120/omuifd.1092312 |
ISSN: | 2587-1854 |
URL: | https://dergipark.org.tr/tr/pub/omuifd/issue/70874/1092312 |