Tefsir, İslam’ın ilk neslinin Kur’ân’ı anlama ve yorumlama pratiğini rivâyet formu içerisinde ortaya koyup kendinden sonraki nesle aktaran bir disiplindir. Sonraki nesiller, içinde bulundukları koşullar içerisinde oluşturdukları inanç perspektiflerini tahkim edecek olan ayetleri ön plana çıkarıp paradigmalarını zayıflatacak diğer ayetleri ya görmezden gelmiş ya da bunları da bir şekilde kendi mezhebî sistemleri içerisinde İslâmî çerçeveden çıkmadıklarını düşündükleri te’vil mekanizmasıyla yorumlamışlardır. Bu mezheplerden biri de İmâmiyye’dir. İmâmiyye tefsir geleneğinde te’vil mekanizmasından yararlanan iki büyük ekol Ahbâriyye ve Usûliyye kendi mezheplerinin temel doktirinlerini savunmak ve bunların İslâm dairesi dışında sayılamayacağını göstermek için birbirinden farklı yollar geliştirmişlerdir. Bir taraftan Ahbâriyye tefsir ameliyesinin sahih ve meşru olabilmesi için masum imâmların ahbârının vazgeçilmez olduğunda ve ayrıca bu kaynağın yegane olması gerektiğinde ısrar ederken; diğer taraftan Usûliyye de Kur’ân ayetlerinin tefsir edilebilmesi için imâmlardan nakledilen rivâyetlerin tek kaynak olmadığını, bunun yanında re’yin de tefsir için çok önemli ve hatta hiyerarşik olarak birinci merci olduğunu iddia etmiştir. Bu çalışmanın hedefi söz konusu metodik tartışmanın bir tasvirini ortaya çıkarmaktır. Burada İmâmiyye’nin bu iki ekolünün tefsirin ne şekilde olması gerektiği ile ilgili tartışmaları ortaya konacaktır. Bu metodik tartışmayı tasvir ederken her iki gelenek içerisinde otoritelerini kabul ettirmiş olan Usûliyye’den Ebû Ca’fer et-Tûsî’nin (ö. 460/1067) et-Tibyân fî Tefsîri’l-Kur’ân ve Ahbâriyye’den Feyz-i Kâşânî’nin Tefsîru’s-Sâfî adlı eserleri incelenecektir.
Yazar: | EMRULLAH KURT |
Tür: | Yüksek Lisans |
Üniversite: | Marmara Üniversitesi |
Danışman: | DOÇ. DR. MUHAMMED COŞKUN |
Yayın Yeri: | Marmara |
Tarih: | 2021 |
Sayfa: | 127 |
URL: | https://tez.yok.gov.tr |