İbâdet, bütün akıl sahibi varlıkların Allah’ın varlığını idrak edebilme ve O’na karşı şükretme duygusu olarak tanımlanır. İbadet eylemini incelemek, ibadet edenin doğasını tahlil etmeyi gerektirir. Bu tahlil bizi ibadet eylemine eşlik eden bilgi/kavrayış, niyet/yönelimsellik ve sürecin sonunda ortaya çıkan özgürlükle buluşturur. Bilgi/kavrayış, Kur’an’ın ibâdet olarak işaret ettiği ilişki formuna en derin mânâyı verir. İbadet, Tanrı’nın mutlak yaratıcı iradesini keşfetme ve ona insanî seviyede eşlik etme arzusudur. Allah’ın varlığını ve birliğini bilmeye yapılan çağrı, ibadetin bilgi ve niyet unsuruna en üst seviyede yapılan daveti içerir. Bu davete icabet sırasında devreye giren semboller ve her bir eyleme ibadet sırasında yüklenen anlam, insan yaşamında yeni olgulara hayat verir. Niyet yahut yönelimsellik ise, insanların parçası oldukları doğal nedensel bağları aşma arzusunu içinde barındırır. İnsanın verili olan bu düzeni ve illiyyet bağını aşarak kendine yeni bir ufuk arama çabası ibadetin niyetle ilgili kısmında içerilir. İbadet bir tanınma talebidir. Sonlu varlığın sonluluğunu ve sınırlılığını aşma arzusunu tatmin etmeyi amaçlayan bir ‘ilişki’ eylemidir. Sonlu ile Sonsuz arasındaki bu ilişkinin bilgi zemininde inşa edilmesi, Allah ile insan arasındaki sınırın bulanıklaşmasını değil tam tersine daha belirgin hale gelmesini sağlar. İbadetteki bilme, bilen öznenin her zaman bu sınırların farkında olması demektir. Niyet, sonlu varlığın Sonsuz olanla iletişime geçerek sonluluğun getirdiği değer yitimini dindirme arzusudur. Özgürlük ise sonlu varlığın Sonsuz Olan’la iletişimi yoluyla, kendisini çepeçevre kuşatan bütün kısıtlama ve dayatmalardan azade olma isteğidir. Allah’tan başkasına tapanların bir düşüş, parçalanma ve kayboluş trajedisi yaşamalarının sebebi her zaman bir kısıtın ve dayatmanın nesnesine dönüşmüş olmasındandır. Onun için Allah ısrarla ibadetin sadece kendine yapılmasını talep ederek bu trajediyi bloke etmek istemektedir. İbadetin kabulü için nasıl ibadetten önce yerine getirilmesi gereken şartlar, ibadet sırasında takip edilmesi gereken rükünler varsa, aynı şekilde ibadetten sonra yerine getirilmesi gereken şartlar vardır. Bunlar yapılan ibadetin gerçekten ibadet niteliğine sahip olup olmadığını denetleyen ibadet sonrası kriterlerdir; bu ibadetin fenomenolojisidir: İbadet bireyi kendi iç dünyasında bir itmi’nana kavuşturmalı, kamusal alanda ise ahlakî bir özne olarak inşa etmelidir.
Yazar: | Şaban Ali DÜZGÜN |
Yayın: | Kader |
Cilt: | 20 |
Sayı: | 3 |
Sayfa: | 841 – 852 |
Tarih: | 2022 |
DOI: | 10.18317/kaderdergi.1214750 |
ISSN: | 2602-2710 |
URL: | https://dergipark.org.tr/tr/pub/kaderdergi/issue/74512/1214750 |