İslam düşünce geleneğinde ayrı bir yeri olan ve ‘ilk akılcılar’ olarak adlandırılan Mu’tezile, kelamî problemlerin yorumlanmasında akli bakış açısını öncelemeleri ve bu sebeple İslam filozoflarından daha önce aklın, varlığın yorumlanmasındaki etkinlik ve geçerliliğini öne sürmeleri ile bir fırka, ekol yahut mezhep olmakla değil, sistematik bir düşünce yapısının temsilcisi olmakla ön plana çıkmaktadır. Dinin temel ilkelerini aklî temeller üzerinden yorumlamaları ve bu bağlamda oluşturmuş oldukları reddiye literatürü ile Mu’tezilî düşünce, İslam düşünce geleneğindeki görüş farklılıklarının odak noktasında yer almakla tarih içerisinde hem kendi aralarında bölünmelere hem de diğer kelamî düşüncelerin eleştirilerine maruz kalmıştır. Mu’tezile’nin ortaya koymuş olduğu farklı görüşler arasında yer alan ve ilk kez onlar tarafından ortaya atılan bir teori olarak tezin temel konusunu teşkil eden aslah teorisi, çalışma içerisinde Ehl-i Adl’in nuru olarak nitelenen ve halis Mu’tezile’nin son büyük mütekellimi olan İbnü’l Melâhimî el-Hârizmî’deki yeri ve yorumu ile konu edilmekte olup, İbnü’l-Melâhimî’nin aslah teorisini hangi kavramlar etrafında incelediği ve bunlardan hareketle nasıl yorumladığı esas olarak problem edilmektedir. Nitekim İbnü’l Melâhimî el-Hârizmî’nin, Mu’tezilî düşünce geleneği içerisindeki tarihi yeri dolayısıyla kendinden önceki birçok Mu’tezilî âlimin görüşüne toplu olarak bakabilme imkanına sahip olması ve bu bağlamda aslah teorisi hakkındaki kapsayıcı yorumları kelam literatürü açısından önem arz etmektedir. Yaratıcı olarak Allah’ın, kulları için ‘en iyi olan’ı yaratan olmasını bir vücûbiyet olarak ele alan aslah teorisi, İslam’ın inanç esaslarıyla ilgili birçok kelamî tartışmaya da temel teşkil etmektedir. İlk defa Mu’tezile tarafından ortaya atılmış olan bu argüman, Mu’tezile’nin adalet ilkesi üzerine inşa edilmiş ve ilahi fiillere yüklediği vücûbiyetten ötürü vücûb ‘alellah kavramının üzerinde yükselmiştir. Allah’ı tüm kötülük ve çirkinliklerden tenzih etme hassasiyeti, Mu’tezile’yi Allah’ın yarattığı her şeyin iyi ve faydalı olduğu sonucuna götüren temel sebeptir ki, Mu’tezile’nin teşekkül sürecinden yıkılışına dek ele aldığı tüm kelamî konuların arka planında da bu hassasiyetin yer aldığı müşahede edilmektedir. Mu’tezilî bir âlim olarak İbnü’l Melâhimî’nin de aslah teorisini tenzih hassasiyeti ile ele aldığı görülmektedir. Bu sebepten ötürü araştırma, İbnü’l Melâhimî’nin aslah teorisini hangi kavramlar etrafında incelediğini ve bunlardan hareketle nasıl yorumladığını açıklamaya çalışmaktadır.
Yazar: | HATİCE BETÜL TURGANALI |
Tür: | Yüksek Lisans |
Üniversite: | Ankara Üniversitesi |
Danışman: | PROF. DR. MAHMUT AY |
Yayın Yeri: | Ankara |
Tarih: | 2021 |
Sayfa: | 168 |
URL: | https://tez.yok.gov.tr |