İbnü’l- Mutahhar el-Hillî’nin eş’arîlik eleştirisi -Nehcü’l-Hakk ve Keşfü’s-Sıdk adlı eseri bağlamında-

Çalışmamız, Şia’nın Sünnilik eleştirisini İmamiyye ve Eş’arîlik özelinde incelemektedir. İmamiyye Şiası’nın Usûlî ekolüne mensup olan İbnü’l- Mutahhar el-Hillî (ö.726/1325), dönemin İlhanlı Hanı Olcaytu’ya ithaf ettiği Nehcü’l-hakk ve keşfü’s-sıdk eserinde Eş’arîliğin kelam düşüncesini yöntemsel olarak eleştirmiştir. İslam’ın temel inanç ilkeleri olan tevhid, nübüvvet ve mead bahislerinde yöneltilen küllî eleştiriler Hillî’nin adalet anlayışının bir tezahürüdür. Hillî, hüsün-kubhun akli olduğu, Allah’ın asla kabih fiil işlemeyeceği, fiillerinde mutlaka bir illet bulunduğu ve bunun Allah’a vacip olduğu görüşünü şiddetle savunmuştur. Zira insanın özgür iradeye sahip olmaması Allah’a zulüm, kabih ve sefeh nispet edilmesine sebebiyet vererek Allah’ı tenzih edemeyen bir din anlayışı doğurmaktadır. Hillî’ye göre insana fiillerinde tercih imkânı vermeyerek özgürlük alanı açmayan Eş’arîlik hem hüsün-kubuh, Allah’ın fiilleri ve ef’al-i ibâd hakkındaki düşünceleri ile hem de epistemoloji alanında nübüvvetin temellendirmesine imkân tanımayan bilgi anlayışıyla Sofistlere benzetilmiştir. Netice olarak Eş’arîlik, İslam dışı bir fırkayla benzeştirilerek küfre nispet edilmiştir. Bu çerçevede çalışmamızın giriş bölümü Hillî’nin hayatını ve içinde yaşadığı sosyo-politik, dini ortamı Hilli’nin düşüncelerine etkisi bağlamında incelemiştir. Günümüze ulaşan eserleri özellikle çalışmamızın ana kaynağını teşkil eden ve bir Şia savunusu niteliği taşıyan Nehcü’l-hakk ve keşfü’s-sıdk adlı eseri hakkında detaylı bilgi vermektedir. Birinci bölüm Hilli’nin Eş’arîliğin kelam doktirinine yönelttiği temel eleştirileri ele almaktadır. Burada kelam kitaplarının klasik tasnifine uygun olarak bilgi, ilahiyyat, nübüvvat, mead ve imamet konuları, Hillî’nin metodik eleştileri ve Eş’arîlerin düşünceleri bağlamında bir değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Esasen ilahiyyat bahsinin bir konusu olan ‘adl’ bizim tezdeki önceleğimize ve önemine binaen ikinci bölümde ele alınmıştır. Hillî’nin Allah-insan ilişkisi çerçevesinde Allah’ı tenzih etmek gayesiyle yaptığı özgür irade eleştirisi, insanın irade sahibi ve mükellef bir varlık olduğunu hem aklın hem de nassın delilleriyle ispatlamayı amaçlamaktadır. Fakat bu salt bir ispat olmayıp Eş’arîlik eleştirisi üzerinden yapılmaktadır.

Yazar: HATİCE GÖKDEMİR
Tür: Yüksek Lisans
Üniversite: Marmara Üniversitesi
Danışman: PROF. DR. MEHMET ÜMİT
Yayın Yeri: Marmara
Tarih: 2021
Sayfa: 147
URL: https://tez.yok.gov.tr
25 Ekim 2022