Bu çalışmanın amacı Ebu Hamid el-Gazzâlî’nin görüşleri bağlamında tekfîr ve müsâmaha sınırını incelemektir. İman ve küfür kategorik ayırımı insanların dini tercihlerini yansıtan en temel sınıflamadır. İslam’da imanın tanımı ve sınırları bellidir. Tekfîr, imana aykırı söz ve davranışlarla söz konusu olur. Bir kimsenin İslam diniyle ilişkisini kesmek ve ona küfür hükmü vermek anlamına gelen tekfîr, tarihten günümüze dini grupların yekdiğerini ötekileştirme yolu olmuştur. Hz. Peygamber döneminde göremediğimiz tekfîr olgusu, İslam tarihinin ilerleyen dönemlerinde siyasi ötekileştirme aracına evirilmiştir. Konunun bu veçhesi İslam alimlerini tekfîrin şartları üzerinde eserler telif etmeye sevk etmiştir. Tekfîrle ilgili literatür dolaylı olarak ulemânın halka uyarısı şeklinde okunabilir. Bu meselede kaleme alınan eserlerden birisi Gazzâlî’nin Faysalü’t-Tefrika adlı çalışmasıdır. O, tekfîrin şartları ve sınırlarını müsâmaha esasına dayalı olarak ele almış görünmektedir. Gazzâlî, tekfîr gibi dışlayıcı bir hükmün verilmesini ağır şartlara bağlamıştır. Söz konusu görüşler incelendiğinde tekfîrin siyasi ötekileştirme ve yok etmeyi meşrulaştıran bir ameliye olamayacağı anlaşılmaktadır. Bu makale çok yönlü bir düşünür olan Gazzâlî’nin eserlerini inceleyerek iman ve küfür sınırını ele alacak ve tekfîrin sınırlarını ile dini özgürlüğün alanını tartışacaktır.
Yazar: | Mustafa ÜNVERDİ |
Yayın: | Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi |
Cilt: | 6 |
Sayı: | 2 |
Sayfa: | 441 – 449 |
Tarih: | 2021 |
DOI: | 10.33905/bseusbed.1023999 |
ISSN: | 2548-088X |
URL: | https://dergipark.org.tr/tr/pub/bseusbed/issue/66042/1023999 |