Yetkin bir mütekellim olmasının yanında hacimli bir tefsir eseri de bulunan İmam Mâtürîdî’nin (ö. 333/944) bireyin ve toplumun temel meseleleriyle yakından ilgilendiği düşünülmektedir. Mâtürîdî bireyin ve toplumun inşasının en baştan sağlam bir zemin üzerine kurgulanmasını hedeflemiştir. O, öncelikle “küçük âlem” şeklinde isimlendirdiği insanın bireysel hayatını şekillendirecek olan ve doğuştan ona yüklenen fıtrata dair özellikleri ve bunlarla uyum halindeki dinî ve ahlâkî ilkeleri tespit etmiştir. Bunu yaparken de insanın içinde yaşadığı toplumu, sosyo-kültürel ve ekonomik durumu dikkate almıştır. Sonrasında ise bireysel ve toplumsal bilincin oluşturulması adına ferde, topluma ve vahye yüklenen anlamlar üzerinde durmuştur. Vahyin kurucu ve aklı destekleyici bir unsur olduğunu kabul eden Mâtürîdî Hazreti Muhammed’e kadar uzanan peygamberlik çizgisinin bütünüyle bu misyonu icra ettiğini düşünmektedir. Ayrıca vahyin bireysel ve toplumsal hayatta akılla bilinmesi mümkün olmayan meselelerde dayanılması gereken yegâne unsur olduğuna işaret etmektedir. Bu yönüyle Mâtürîdî’ye göre vahiy insanoğlu için Allah’ın bir lütfudur. Çünkü vahiy insanları Allah’a itaate teşvik eden ve buna muvaffak olmalarını sağlayan aslî faktördür. Vahye muhatap olan ve onu insanlara tebliğ etmekle görevlendirilen Peygamberimiz de bu sebeple olsa gerek rahmet olarak nitelendirilmiştir. Makale boyunca Mâtürîdî’nin görüşleri merkeze alınarak vahyin, bireyin ve toplumun inşasındaki rolü tartışılacaktır.
Yazar: | Osman Nuri DEMİR |
Yayın: | Tevilat |
Cilt: | 3 |
Sayı: | 2 |
Sayfa: | 363 – 381 |
Tarih: | 2022 |
DOI: | 10.53352/tevilat.1216044 |
ISSN: | 2757-654X |
URL: | https://dergipark.org.tr/tr/pub/tevilat/issue/70371/1216044 |