Bu makalede Bâkıllânî’nin (ö. 403/1013) mu‘cize konusunu temellendirmesi ele alınmıştır. Bilindiği gibi mu‘cize, kelâm ilminde nübüvvetin ispatı ile ilgili olarak ilk akla gelen yöntemdir. Mu‘cize ile desteklenen peygamberin haberi bu sayede âhâd haber olmaktan çıkar ve mütevatir derecesine yükselir. Eş‘arî sistem içerisinde mu‘cize konusunu ilk defa ele alıp detaylı bir şekilde inceleyen ve mu‘cize hakkında müstakil bir eser kaleme alan kelâmcı Bâkıllânî’dir. Bâkıllânî, mu‘cizeyi nübüvvetin ispatında yegâne delil kabul etmesi nedeniyle mu‘cize meselesini rasyonel bir zemine taşımaya çalışmıştır. Ebü’l-Hasen el-Eş‘arî’den (ö. 324/935-36) sonra mezhebin ikinci teorisyeni kabul edilen ve sistemleşmesinde büyük katkısı olan Bâkıllânî’nin görüşleri bu bakımdan oldukça önemlidir. Bu nedenle çalışmamızda hissî ve aklî mu‘cizelerin nübüvvete delâletinin Bâkıllânî tarafından ele alınışının, bununla bağlantılı olarak nedensellik konusuna yaklaşımının ve âdet teorisi konusundaki görüşlerinin ortaya konulması hedeflenmiştir.
Araştırmada Eş’ari kaynaklarının en önemlilerinden sayılan Bâkıllânî’nin Kitabü’t-Temhîd‘i ve mu‘cizenin imkânını, nübüvvete delâletini ve diğer harikulâde olaylardan farkını göstermek amacıyla kaleme aldığı Kitâbü’l-Beyân’ı esas alınmıştır. Bunlara ilaveten Bâkıllânî’nin nedensellik ve âdet teorisi bağlamında tartışmaya girdiği Mutezile mezhebinin görüşlerini tespit maksadıyla özellikle Kādî Abdülcebbâr’ın (ö. 415/1025) el-Muġnî fî ebvâbi’t-tevḥîd ve’l-ʿadl isimli eserinden faydalanılmıştır. Bâkıllânî’nin görüşleri kendisinden önceki ve sonraki bazı kelâmcı ve filozofların özellikle Mutezilî Kādî Abdülcebbâr’ın görüşleriyle karşılaştırmalı olarak ortaya konulmaya çalışılmıştır. Sonuç itibariyle nübüvvete delâleti hususunda mu‘cizeyi alternatifsiz ölçüt kabul eden Bâkıllânî’nin temellerini Eş‘arî’de bulacağımız düşünceleri, rasyonel bir şekilde çözüme kavuşturmaya çalıştığı görülmüştür. Bâkıllânî, mu‘cizenin anlaşılmasında anahtar konumundaki âdet, kudret ve acz kavramları ile ilgili olarak gelenekten farklı kendine özgü bir anlayış geliştirmiştir. Diğer yandan mu‘cize meselesinin zorunlu nedensellik kuramından ayrı ele alınmasının mümkün olmadığını gören Bâkıllânî, illiyet konusunu Eş’ari kelam sisteminin ilkeleri çerçevesinde ele almış, bu bağlamda nedensellik ilkesini reddederek yerine âdet teorisini savunmuştur. Bâkıllânî’ye göre tabiattaki zorunlu nedenselliğin kabulü evrenin tek yaratıcısı olan Allah’ın kudretini sınırlandırmak anlamına gelecektir. Ayrıca nedensellik yasasının mümkün değil de zorunlu olduğununun kabulü sonuçlar üzerinde birden fazla etken gücü akla getireceğinden her bir etken gücün ayrı bir yaratıcı olduğu fikrine yol açacaktır. Bunu tevhide aykırı bulan Bâkıllânî, varlıklarda meydana gelen değişimlerin Allah’ın eşyaya vasıtasız olarak etki etmesiyle ortaya çıktığı düşüncesini ileri sürmüştür. Allah’ın kudretinin sürekli olarak varlıklara müdahale etmesi (teceddüd-i emsâl), evrendeki illiyet bağının zorunlu olmadığı ve fail-i muhtar olan Allah’ın iradesinin doğa yasalarını dilediği zaman ve dilediği mekânda askıya alabileceğine delâlet ettiğini ileri sürmüştür. Bunu Allah’ın takdiri olarak görmek gerektiğini ifade eden Bâkıllânî, tabiatta var olan illet-malûl ilişkisinin eşyanın yapısındaki içkin bir güçten kaynaklanmadığını belirtmiştir. Nesneler arasındaki bağın, filozofların düşündüğü gibi zaman aralığı olmayan bir bağ şeklinde düşünülmesinin doğru olmadığını, bu bağın, olayların sürekli tekrarlanması ve bunların müşahadesi sonucunda bizde oluşan âdetten ibaret olduğunu söylemiştir.
Sonuç itibariyle Bâkıllânî, bütün çeşitleriyle mu‘cizeleri nübüvvetin ispatı noktasında tek ölçüt olarak kabul etmiştir. Hz. Peygamber’in hissî ve manevi mu‘cizelerle desteklendiğini ifade eden Bâkıllânî, onun en büyük mu‘cizesinin kıyamete kadar devam edecek olan zaman ve mekân üstü özelliklere sahip olan Kur’ân-ı Kerîm olduğunu belirtmiştir.
Yazar: | Erkan BULUT |
Yayın: | Harran İlahiyat Dergisi |
Cilt: | |
Sayı: | 48 |
Sayfa: | 35 – 57 |
Tarih: | 2022 |
DOI: | 10.30623/hij.1113124 |
ISSN: | 2791-6812 |
URL: | https://dergipark.org.tr/tr/pub/hij/issue/73713/1113124 |